Büyük ateşin yakıcı soruları
Türkiye’nin her zeminde bölgeye ve dünyaya ifade ettiği gerçek, İsmail Haniye suikastından sonra herkes için daha yakıcı hale geldi. Barışa dair tüm girişimleri bir şekilde saf dışı edenler ya da sessiz ve duyarsız kalanlar şimdi bölgede yayılan ateşin sorumlusu olarak tarihe geçecek. Barıştan her geçen gün uzaklaştığımız da sır değil.
Netanyahu’nun ABD kongresinde yaptığı konuşma ve üst düzeyde görüşmelerden sonra sürecin hızlandığı konusunda hemen herkes hemfikir. Ayrıca bu sözde konuşma ya da temaslara gerek kalmadan da ABD’de İsrail’e verilen desteğin ne düzeyde olduğu ortada.
Kongre konuşmasından sonra dikkat çeken bir başka husus, İsrail’deki mevcut yönetimle ABD siyasetinde (esasen ekonomisinde, medyasında ve akla gelebilecek tüm alanlarda) ortaya çıkan “teolojik dayanışma”. Süreci anlama konusunda hafife alınan bu boyutun yeni dönemde çok daha fazla tartışılacağını buraya not ediyorum. Ayrıca Türkiye’de işin bu tarafını tartışacak ve anlaşılır kılabilecek ciddi bir birikimin olmaması da büyük bir zaaf.
İSRAİL'İN ÇÖKEN EFSANESİ
7 Ekim sonrasında gündeme gelen bir başlığın, İsrail tarafında daima güncel olduğunu unutmamakta yarar var. Güvenlik ve istihbarat anlamındaki efsanesi/itibarı yerle bir olan İsrail, o günden itibaren katliamlarla Gazze’yi yerle bir ederken, bir yandan da “itibar”ını yeniden elde etmenin peşinde oldu. Gerçekleştirilen suikast ve saldırılar, Hamas’ı zayıflatmak, Lübnan ve bölgedeki diğer ülkelerde Tahran’ın vekâlet güçlerini geriletmek amacını taşıyor. Ama aynı........
© Habertürk
visit website