menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İyileşmeyen zaman: Duygusal hafıza unutmaz

9 0
06.08.2025

Bazı yaralar vardır ki zaman geçse de etkisi geçmez. Yaş ilerler, roller değişir, unvanlar çoğalır… Ama içimizdeki kırık yer, en küçük dokunuşta sızlamaya devam eder. Çünkü duygusal yaralar, zamana değil, yüzleşmeye ihtiyaç duyar.

Toplumda sık karşılaşılan bir yanılgı vardır: Büyüyen insanın her şeyi geride bıraktığı düşünülür. Oysa yetişkin olmak, yaş almakla aynı şey değildir. Kırgınlıklar, reddedilme duyguları, görülmeme hissi ya da değersizlik… Çocuklukta yaşanmış bu deneyimler, çoğu zaman olgun bedenlerde varlığını sürdürür.

Birçok birey, geçmişte yaşadığı duygusal ihmal ya da travmayı hatırlamaz. Bu olaylar zihinden silinmiş gibi görünse de, aslında yalnızca bilinç dışına itilmiştir. Bilinç dışı, sakladığı bu yükleri farklı yollarla ifade eder: Kurulamayan ilişkiler, ani öfke patlamaları, sebepsiz kaygılar ya da kendini sabote eden davranışlar…

Kişi, bugünkü problemini anlamlandıramaz. Çünkü ortada elle tutulur, somut bir neden yoktur. Oysa altta, yıllar önce oluşmuş ve üzeri örtülmüş bir duygusal yara vardır. Bu yara, yetişkinlikte de kişinin kararlarını, ilişkilerini ve hatta kimlik algısını etkiler.

Zihin unutabilir, bastırabilir. Ancak beden hatırlar. Bu yüzden geçmişte yaşanan ama çözülememiş travmalar, bedensel belirtilerle ortaya çıkabilir. Sürekli yorgunluk, uyku sorunları, açıklanamayan ağrılar ya da yoğun kas gerginlikleri… Tüm bunlar, bedenin geçmişte yaşanmış ama konuşulamamış duygulara verdiği sessiz tepkilerdir.

Araştırmalar, özellikle çocukluk döneminde duygusal ihmal yaşayan bireylerin, yetişkinlikte kronik stres, depresyon ve kaygı bozukluklarına daha yatkın olduğunu ortaya........

© Haberton