menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Süper güç olduğu dönemde Osmanlı Devleti'nin Sistemi - 1. Bölüm

22 266
17.08.2024

Klasik Osmanlı sisteminde toplum ikiye ayrılırdı: Halk (Reaya) ve yönetenler. Yönetenler nüfusun %1 kadarını oluştururdu. Avrupa’da muadil oran, ortalama %5’ti. Yönetenler tanımına askerler ve memurlar da dahildir. Mehmet Genç Hoca’nın tespitine göre, üst düzey bürokrat sayısı, Kanuni zamanında 500 kişinin altında, 1800’lerdeyse 1500 civarındaydı. Giderlerinin az olması halktan az vergi alınmasına imkan sağlıyordu. Zaten devletin gayesi, harcamalarını minimize ederek halktan alabileceği minimum vergiyi almaktı. Fethedilen yerlerin vergi defterleri incelenir, fetihten önce alınan verginin olabildiğince altında vergi talep edilirdi. O tarihlerde yaygın olan angarya (Köylüler ödedikleri vergi dışında, feodal bey yararına, bedensel olarak ta çalışırlardı.) ve serflik (Ekip, biçtikleri toprakla beraber alınıp satılan köylülere serf deniyordu.) hemen lağvedilirdi.

Osmanlı, fethettiğinde Balkanlarda serflik ve angarya vardı. Bunların kaldırılması ve verginin düşürülmesi, doğal olarak halkın, Osmanlıyı kolay benimsemesine yol açtı. Nicolas Economides, Selanik için yaptığı çalışmada uygulanan vergi politikasını detaylı olarak açıklıyor: Selanik, 1392 yılında, Yıldırım Bayezid tarafından fethedildiğinde angarya ve serflik kaldırılır ve vergiler P nispetinde düşürülür. Ankara Savaşından sonra, Selanik Osmanlının elinden çıkar, yeniden Bizans toprağı olur. Bizans, halkın tepki göstermesi yüzünden, vergi oranını arttıramaz. Angarya koyamaz. 1430 yılında, 2.Murat Selanik’i yeniden aldıktan sonra, vergi oranını biraz daha düşürür. Ele geçirilen topraklar İslam devletinden alınmışsa, angarya ve serflik zaten olmazdı ve vergi oranı düşük olurdu. Buna rağmen vergi oranı daha da düşürülürdü ki halk, Osmanlı idaresini kolaylıkla benimsesin.

Osmanlı güvenliği ve inanç hürriyetini sağlar, insanların hayat tarzlarına karışmazdı. Köleliğin marjinalleşmesi, Osmanlının önceliğiydi. Doğu Avrupa ve Balkan krallıkları, birbirlerinin insanlarını baskınlarla tutsak eder, en büyük köle pazarının olduğu........

© Habererk


Get it on Google Play