Kerkük’ün kaderi
Türkiye’nin Irak, KDP ve Haşdi Şabi ile imzaladığı Ankara Mutabakatı, Hatay’ın anavatana katılması, Montrö, Kıbrıs’a müdahale hakkını kazandığımız Londra ve Zürih Anlaşmaları, Türk Devletleri Teşkilatının kurulması ve Libya ile imzalanan Deniz Sınırları Anlaşması gibi tarihe geçecek önemde bir diplomatik başarıdır.
Bu mutabakatla Türkiye’nin Irak’taki varlığı ve yapacağı operasyonlar resmiyet yani meşruiyet kazandı. Daha önce Irak’ta De facto olarak bulunduğumuzdan hareket kabiliyetimiz kısıtlıydı. Mutabakatla, PKK’nın, sadece Türkiye için değil Irak, Bölgesel Yönetim ve İran içinde tehdit olduğu ve birlikte mücadele edileceği imza altına alındı ki bu PKK’nın bölgeden sökülüp atılması anlamına geliyor.
KDP (Barzani grubu) 2018 yılından beri Türkiye ile iş birliği yapıyor. Bağımsızlık referandumu KDP için dönüm noktası oldu. KDP, kontrolündeki toprakların yarısından çoğunu kaybettiği, sınır kapılarının kontrolünü merkezi yönetime devretmek zorunda kaldığı referandumdan sonra Türkiye’ye rağmen varlığını sürdüremeyeceğini anladı. KDP; referandumdan sonra YNK (Talabani grubu) ile meydana gelen çatışmalarda PKK’nın YNK’nin yanında saf tuttuğunu hiç unutmadı.
Irak, yakın zamana kadar Türkiye ile PKK arasında denge politikası takip ediyordu. Bunu PKK’yı sevdiği, takdir ettiği ve desteklediği için yapmıyordu. Mecburen yapıyordu zira çok zayıftı. PKK ile mücadele edecek gücü yoktu. Türkiye ile ilişkileri geliştikçe ve devlet olarak güçlendikçe, Ankara’nın sürekli dozajını arttırdığı baskılara da dayanamayarak PKK ile ilgili politikalarını sertleştirdi. PKK önce ‘’tehdit olabilecek örgütler’’ listesine alındı, ardından ‘’zararlı ve mücadele edilmesi gereken örgüt’’ ilan edildi. PKK’nın siyasi kolu olarak faaliyet gösteren üç parti kapatıldı. Bu düzenlemeler PKK’nın Irak’taki hareket alanını iyice daralttı.
Irak bu kararlarla eş zamanlı olarak,........
© Habererk
visit website