menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Türk Devletleri Teşkilatı Turan’ın gerçekleşmesinin önündeki en büyük engel mi?

26 0
03.06.2024

Türk Birliği ülküsünün temeli günümüzden 150 yıl kadar önce Kırımlı ünlü Türkçü İsmail Gaspıralı tarafından “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” denilerek atılmış, bu fikrin uygulama yöntemi de 90 yıl önce “Kültürel, Ekonomik ve Siyasal Birliktelikler” kurulması yoluyla gerçekleştirilebileceği Yüce Atatürk tarafından belirlenmişti. Hem ideolojik temel hem de uygulama yöntemi belirlendiğine göre bu dönem Türkçülerine düşen görev, bu bütünleşmeyi (Turan’ı) en kısa sürede ve en sorunsuz şekilde gerçekleştirmektir.

Dilde, Fikirde ve İşte Birlik ülküsünün en zor gerçekleştirilecek olanı işte birlik’tir. Atılacak her adımda müesses nizamdan bir parça koparılırken, eskisinden daha iyi ve dünyanın her köşesinde yaşayan Türklerin özgürlük, hukuk ve refahına hizmet etmek gibi bir zorunluluk bulunmaktadır. Diğer yandan Vahapzade’nin ünlü piyesinde çok haklı olarak dikkat çektiği kılıç, da özümüzü kesmemelidir. Bu nedenle aynı aile içinde kültürel birlik kurmak göreli olarak kolay iken, işte birlik olmak meşakkatli ve çetindir.

Anadolu’yu yurt edinmemizden bu yana geçen sürede özlemini çektiğimiz Türk Dünyasının bütünleşmesi ülküsünü gerçekleştirme fırsatı Tanrının bir lütfu olarak bizim dönemize verildi. Bu adımların en somutlarından biri olarak 2011 yılından bu yanan değişik adlarla devlet ve hükümet başkanları seviyesinde toplanan Türk Devletler Teşkilatı (TDT) Türk Birliği ülküsünü gerçekleştirmek üzere bir heyecan yaratmıştı. Ancak gerçekleştirilen 12 toplantının ardından sokaktaki insanın hayatına dokunan ve bütünleşmeyi hayata geçirecek somut bir gelişme görülmedi. Örneğin TDT’nin resmi web sayfasında genel ilke olarak; “TDT, Üye ve Gözlemci ülkelerinin birbirleriyle ve dünya ile olan ekonomik entegrasyonuna büyük önem atfetmektedir. İlişkilerin özünün karşılıklı yarar esasına dayanan ekonomik işbirliğinde yattığı düşünülmektedir. Bu bağlamda, “Ekonomik İşbirliği” temasıyla 2011 yılında Almatı'da gerçekleştirilen ilk TDT Zirvesi, ekonomik işbirliği konusuna verilen önemin somut bir göstergesi olmuştur” denilerek bir dizi temenni sıralandı. Her toplantıda temenniler sıralanmaya devam ediyor.

Toplantılarda birlik ülküsü (ideal) ortaya konulurken, uzun yolu kısaltacak ve olmayan zamanı yaratacak bir önlemden bahsedilmiyor. Oysa, atılan adımda bir yanlış veya zaman israfına yol açacak bir faaliyete Türklerin tahammülü yoktur.

2022 sonu itibarıyla Türk Devletler Teşkilatına üye ülkelerde yaşayan 173,7 milyonluk nüfus, 7.951.149.550’luk dünya nüfusunun 2,19’unu, 1,5 trilyon dolarlık milli geliri 101 trilyonluk dünya milli gelirinin % 1,5’ini oluşturmaktadır. Kişi başına düşen dünya ortalama geliri 12.647 Dolar iken, Türk Dünyasında ortalama gelir 8.757 Amerikan Dolarıdır. 2024 yılında TDT ülkelerinin nüfusu 177 milyona ve GSMH’leri toplamı 1,650 trilyon dolarak ulaşacak olmakla birlikte kişi başına milli gelir ortalaması ancak 9.200 Dolarla Dünya ortalamasının % 60’ı kadar olacaktır. Gelişmiş ülkelerin kişi başına milli gelirinin ise ancak 5’te 1’i düzeyindedir.

Türk Dünyasına dahil ülkelerin ekonomilerini tek bir bütünlük olarak kabul etsek bile, dünya Milli Gelir sıralamasında ilk 15 ekonomi içinde yer almadığını dikkate aldığımızda Sovyet Bloku içinde yer alan Türk Devletlerinde ciddi ve yeterli bir dönüşüm olmadığı apaçık görülür. Oysa başta Azerbaycan olmak üzere dünya hidrokarbon kaynaklarının önemli bir kısmını kontrol eden Türkmenistan ve Kazakistan’ın ekonomik hacimleri, sahip oldukları kaynaklarla uyumlu değildir. Yine dünya uranyum üretiminin % 40’ını karşılayan Kazakistan’ın bu kaynağından Türk dünyasının yeterince yararlandığını söylemek de oldukça güçtür. Rakamlardan da anlaşıldığı üzere Türk Dünyası derin bir fakirlikle boğuşmakta, yayınlanan toplam bilimsel makale sayısı, dünyadaki ilk 100, 500 ve 1000’deki üniversite sayısı, tescil edilen patent sayısı, gerçek zenginliği yaratan yüksek katma değerli ürün üretimi ve ihracatı konusunda elle tutulur bir başarı yoktur.

Siyasal alanda, demokratik değerler, hukuka ve fırsatlara........

© Habererk


Get it on Google Play