menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Anıtkabir’in bayrak direğinin ipi olsa, gurur duyarlardı!

28 6
25.07.2025

Dünya, 1947 yılından Sovyetler Birliği’nin yıkıldığı 1991 yılına kadar, “Soğuk Savaş” adı verilen çok tehlikeli bir döneme sahne oldu.

Batı bloğunun lideri konumundaki ABD, Doğu bloğunun başındaki Sovyetler Birliği’ni dizginlemek için 1957 yılında, NATO üyesi ülkelere orta menzilli balistik nükleer füze olan “Jüpiter”i yerleştirmeyi teklif etti.

Ancak, İtalya dışında hiçbir ülkeden olumlu sonuç alamadı.

Ruslardan aldığı silah yardımı ile kurtuluş mücadelesi veren, sonra da komünizm tehdidi yüzünden Sovyetler Birliği'ne dirsek çevirerek dümeni ABD’ye kıran Türkiye ise aynı yıl füzelerin kendi topraklarına yerleştirilmesi için başvurdu.

Dönemin ABD Silahlı Kuvvetleri Avrupa Başkomutanı Lauris Norstadt, hazırladığı raporda “Türkler savaş yanlısı... Savaş istekleri artar” kanısına varınca, Amerikan hükümeti bırakın füzeleri vermeyi Türkiye ile müzakere başlatma gereği bile duymadı.

Fakat!..

NATO ülkelerinden başka gönüllü çıkmayınca, ABD çaresiz Türkiye’ye nükleer başlıklı balistik füze verilmesine yeşil ışık yaktı.

Böylece, Ruslara gözdağı verecek nükleer başlıklı 15 adet Jüpiter füzesi,1961 yılında Türkiye’ye teslim edildi.

ABD’nin “geçici” hediyesi olan ve Hiroşima’ya atılan nükleer bombanın 100 katı gücündeki bu füzelerin fırlatma anahtarlarından biri ABD’li diğeri ise Türk subaylarda duracaktı.

İzmir Çiğli’ye yerleştirilen “orta menzilli balistik füzelerin” İngilizce kısaltması “IBRM” olduğu için Jüpiter füzelerine Türkçe “İbrahim II” kod adı verildi.

Jüpiter’den İbrahim’e dönüşen füzelerin ilk fırlatma rampası, 6 Kasım1961’de cuntacı Cemal Gürsel’in iktidarında faaliyete geçti.

Yaklaşık 50 ton ağırlığında ve 18 metre yüksekliğindeki bu füzeler açıkta durduğu için merak edenlere, “minare” oldukları anlatılıyordu.

20 Kasım 1961’de iktidara gelen ve ABD........

© Haber7