“CHP’lilerin en sevdiği yemek, birbirini yemek”
9 Eylül 1923 yılında kurulan ve yarın 102. yaşına girecek olan CHP’de, “parti içi çekişme” bir “tutku”dur.
Her fırsatta “eleştiri” ve “demokrasi kültürü”ne sahip bir parti olmakla övünen
CHP’liler, kendi aralarında “kavga” etmeden yaşayamaz!
Malumunuz!
Mustafa Kemal, bazı görüş ayrılıkları sebebiyle yakın silah arkadaşı İsmet İnönü’yü “Başbakanlık”tan azletmişti.
1972’deki kongrede İnönü’yü deviren ve “Parti içi muhalefetin hedefi CHP'yi iktidara getirmek değil, parti içinde iktidar olmak” diyen Bülent Ecevit de vaktiyle CHP’deki iç çekişmelerden çok zarar gördü.
12 Eylül 1980 darbesinin ardından CHP’nin kapatılması üzerine partisi DSP’yi kuran Ecevit, partideki liderlik kavgası yüzünden gına geldiği için “temiz bir sayfa açmak” adına bir daha CHP’ye dönmedi.
Siyasetteki başarısını hizip hareketlerine borçlu olan ve “parti içi demokrasiyi kısıtladığı” öne sürülen Deniz Baykal da ancak kürsü ve delege üzerindeki etkisini koruyarak, gerekirse yumruk yumruğa kavga ederek yoluna devam edebildi.
Girdiği her seçimi kaybetmesine rağmen oluşturduğu güçlü “delege” yapısı sayesinde partinin başında 13 yıl boyunca kalmayı başaran Kemal Kılıçdaroğlu da CHP’deki iç çekişmelerden çok çekti.
Bu yüzden sürekli “CHP’yi yönetmenin Türkiye’yi yönetmekten daha zor olduğundan” yakındı.
Kasım 2019’da yaptığı bir konuşmada; “Emin olun, Allah inandırsın, devleti yönetmek CHP'yi yönetmekten çok daha kolaydır” diyerek, partisinde dönen ayak oyunlarından şikâyet etti.
Kemal Bey son olarak 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı 2’ci tur seçimleri öncesi katıldığı Babala TV Mevzular Açık Mikrofon programında,
“CHP bildiğiniz gibi bir parti değil. CHP’yi yönetmek Türkiye’yi yönetmekten zordur” diyerek, aslında adım adım altının oyulduğunun sinyalini verdi.
Dediği gibi de oldu.
Geçmişte kendisini “baba-oğul” gibi gören Ekrem İmamoğlu’nun başını çektiği “değişimciler”, yıllarca “Pirom”........© Haber7
