Şımarma, akıllı ol!
Devletimiz büyük bir adım attı.
Ona buna sırt dayayarak, bu memlekete çok büyük zararlar vermiş olanlara “çıkış yolu”nu gösterdi.
Umarım, bu süreç de zehirlenmez.
Umarım, terör belâsını bu ülkenin gündeminden tamamen çıkartabiliriz.
Bu konuda hepimize düşen sorumluluklar var.
Dillerimize, kalemlerimize sahip çıkacağız.
Tahriklere kapılmayacağız Allah’ın izniyle.
Bunu yaparken de, süreci sıkıntıya sokabilecek eylem ve söylemlerin sahiplerini, (bu yazının bundan sonrasında yapacağımız gibi) uyaracağız!
Sırtlarını PKK terör örgütüne (PYD, YPG fark etmez) dayadıklarını ilân eden ekipten bazıları, epeyce havalanmış gibi görünüyorlar.
Devlet’in “çıkış yolu” göstermesini yanlış yorumladıkları, kendilerini “pazarlık” masasında oturuyormuş zannettikleri her hallerinden, birçok lâflarından belli oluyor.
Verdikleri bunca zarara, sebep ya da ortak oldukları bunca yıkıma rağmen, Devlet’in kendilerine bir “çıkış yolu” göstermesinden dolayı yatıp kalkıp şükretmiyorlar da…
Akılları sıra tehditler savuruyor, şartlar öne sürüyorlar!..
İstedikleri olmazsa, memleket Gazze’ye dönermiş!..
‘Rojava’da savaş, Türkiye’de barış olmaz”mış!..
“Cumhur İttifakı’ndan somut teklifler gelmeli”ymiş!..
Sayın Bahçeli’nin “süreci” başlatan konuşmasında ortaya koyduğu “umut hakkı” düzenlemelerinden fazla, neleri istiyorsunuz?
Kendinizi “Devlet ile pazarlık yapma” noktasında mı görüyorsunuz?
Beklediğiniz ama neler olduklarını “açıkça” söylemediğiniz “somut” adımlar atılmazsa, ne yaparsınız?
“Rojava’da savaş, Türkiye’de barış olmaz?” da ne demektir?
Rojava dediğiniz yerde, kimlere güvenerek, neyin savaşını veriyorsunuz?
Haçlı-Siyonist İttifakı’nın bize karşı kullandığı çeteleri nasıl sattığı bilmiyor musunuz?
Onlar PKK’lıları, işlerine öylesi geldiğinde sattıkları Taşnak çetecilerinden daha fazla seviyor değil!..
Müteveffa, maktul, yazar Hrant Dink’in de ifade ettiği gibi, onları bile satanlar, PKK’lıları çok daha kolay satarlar!..
Can derdine düşmüş Kalleş-Mezhepçi İran Rejimi’ne, Rusya’ya filan da bel bağlamasın hiç kimse!..
Size, yalnızca bu bölgenin insanlarından ve bu bölgenin en güçlü Devleti’den, Türkiye’den fayda var.
“Fayda” dediğim, bir “çıkış yolu”.
Devlet, Baba’dır.
Babalar, “olmadık işlere bulaşan” evlâtlarına da, o işlerden vazgeçmeye karar verdiklerini görürlerse el uzatırlar.
Aklı başında olan hiç kimse daha fazla “kan” aksın istemez.
Devlet Aklı ile yönetilen hiçbir devlet de, kendisini bölünmeye götürecek, o yolu açacak taleplere “evet” demez, diyemez.
Hiçbir kimse, hiçbir parti, hiçbir grup, hiçbir güç odağı, kendisini Dindarların, Türklerin, Kürtlerin, Sünnilerin, Alevilerin vesairelerin “temsilcisi” olarak göremez!
Bu memleketin bütün güzel vatandaşları için, Ankara, İstanbul, İzmir, Kastamonu, Trabzon, Adana, Rize, vs. ne ise…
Diyarbakır, Van, Şırnak, Hakkâri, Şanlıurfa, vs. de odur ve hep böyle olacaktır.
Ben bir Kastamonulu Türk olarak, sağduyulu Kürtleri çok seviyorum.
Türklerle Kürtler, asla ayrılmayacak ve ayrışmayacaktır.
Aramızdaki kardeşlik bağlarını hiçbir güç odağı kopartamayacaktır!..
Türkiye Cumhuriyeti, güvenliği için her devlet ile “mutabakata” varabilir.
Hiçbir devlet, Türkiye Cumhuriyeti’ni yok sayamaz!..
Siz,........
© Haber7
visit website