Merhum Muhsin Yazıcıoğlu Başkan'ın o cümlesi…
Politika, sonuca götüren her usule, her taktiğe “okey” dedirten bir "meslek" alanı.
Çobanlıktan maksat gütmek,
Oyundan maksat ütmek.
Bizdeki futbol dünyasına benzer biraz; orada da, mühim olan amaca ulaşmaktır.
Şampiyonluğa götüren ya da küme düşmekten kurtaran bütün yollar, bütün usuller, yönetimler ve taraftarlar için “uygun”dur.
Önemli olan tabeladır…
Gerçek olan, doğru olan, orada ne yazıyorsa odur!
“Tabelaya bakalım göbek atalım!” sloganıyla ortaya konulan da budur.
Geçmişte ne olmuştu, ne bitmişti unutulur, istatistiklere yansıyan, sadece ve sadece neticeler olur.
Politikacıların mücadele ettikleri arena; demokratik düzen de böyle bir düzendir.
Kâğıt üzerinde asıl olan “milli irade”dir.
Yönetileceklerin, kendilerini yönetecek olan kadroyu “hür iradeleriyle” seçmelerine imkân veren bir model olduğu söylense de, demokrasi menüsünde seçenekler son derece sınırlıdır.
İnsanlar, gönüllerinden geçenleri değil de, önüne konulanlardan kendilerine en yakın olanı, daha doğrusu en az “kötü” olanı seçerler.
“Ehven-i şer”, yani, kötünün iyisi.
Demokrasi ehven-i şer rejimidir, “kahir ekseriyete” yani ezici çoğunluğa düşen, kendilerine en az zarar verecek olanı, istiklâllerine ve istikballerine fazla zarar vermeyecek olanı bulmaktır.
Politikayı meslek olarak seçenler, kariyer plânlarını böyle yapanlar, bu “işin” esasının tutarlılık olmadığını, zaman ve zemine göre her kavramın, her ilişki biçiminin değişim göstereceğini, dostların düşman, düşmanların ise “duruma göre” dost olacağını bilmek mecburiyetindedirler.
Politikacılar, oylarını olabilecek en yüksek düzeye çıkartabilmek için, üzerlerinden en fazla “söylem” ürettikleri kavramları, birliktelikleri, karşıtlıkları bir anda ellerinin tersiyle itebilecek kadar “kıvrak” olmak........
© Haber7
visit website