Aile Yılımız mübarek olsun
Biz ne dersek o!
Önceki yıl “emekli de emekli” diye tutturduk, 2024 “emekli yılı” ilân edildi.
Sonra…
“Aile de aile!” diye tutturduk, işte, bu yıl da “AİLE Yılı” oldu!
Yok, lâtife.
Elbette biz yapmadık bunu.
Sayın Cumhurbaşkanı yaptı.
Bizim katkımız, çorbadaki tuz.
Kıymetli dostlarım, muhterem okuyucularım:
Malûmlarınız olduğu üzere,
2024- Emekli Yılı’nı acı tatlı hatıralarla “geride” bıraktık.
Bakalım, 2025 “Aile Yılı”ndan geriye neler kalacak, Rabbim ömür verirse “hasılâtı” yazarız.
Emekli yılı emeklilerimiz açısından pek de iyi geçmedi, evet.
Yani, emeklimiz umduğunu bulamadı…
Umudumuz o ki, yakın gelecekte bulacak.
Sabır ile koruk helva olurmuş, dut yaprağı ise atlas.
Gelir adaleti sağlandığında, en “varsıl” yüzde 20’lik kesimin payından kısılanlar, “aşağıdakilere” aktarıldığında, işler düzelecek…
Enflasyon düştükçe, emeklilerin ve diğer dar gelirlilerin yüzleri gülecek…
Beklentiler bu yönde.
Allah ömür verirse, beklentilerle gerçekleşmelerin ne kadar örtüştüğünü yazarız.
Dönelim, Aile Yılı’na.
Bazıları “Bu konuya taktın!” filan diyor.
Nasıl takmam?
Öylesine “hayatî” bir mevzu ki bu…
Sayın Cumhurbaşkanı, “Varoluşsal tehdit!” diyor, yani “Yokoluşsal tehdit!” diyor, daha ne desin?
Aileyi yaşat ki, Devlet yaşasın!
Mevzu tam olarak bu.
Ne yazık ki…
Nüfus artış hızımız “dibe çakılmış” vaziyette.
Yıldırım hızıyla yaşlanıyoruz.
TÜİK rakamları sıkıntını boyutlarına işaret ediyor…
Evlenme oranlarının, evlenme yaşlarının ne hallere geldiğini, vatandaşlarımızın “akın akın” boşandığını endişeyle bakıp duran gözlerimizle izliyoruz.
Birileri, “Efendim, bu küreselleşmenin tabii sonucu!” filan dese de…
Biz bu “teslimiyet” cümlelerini elimizin tersiyle itiyoruz.
Küreselleşme, globalleşme dalgasına kapılıp gitmenin memleketimizi ne hallere düşüreceğini görüyor ve her fırsatta S.O.S. veriyoruz.
Es, O, Es..
Yani…
Acil durum!
Sayın Cumhurbaşkanı’nın ifadesiyle, “Varoluşsal Tehdit.”
İçinde bulunduğumuz şu mübarek Aile Yılı’nı iyi değerlendirmekten, bu hallere sürüklenmemizin sebepleri üzerinde derin tefekkür seanslarından geçmekten, nelerde yanlış yaptığımızı, kantarın topuzunu nasıl kaçırdığımızı görmekten…
Gelmişin, geçmişin muhasebesini yapmaktan başka çaremiz yok.
Biz bunu hayli zamandır yapmaya çalışıyorduk, amma ve lâkin, sevgili medyamızın, basınımızın ve televizyonlarımızın kimi “gözde” mensuplarının dikkatlerini çekmekte pek de başarılı olamıyorduk.
Belki, Devletimizi yönetenlerin 2025’i “Aile Yılı” ilân etmelerinden dolayı, “AİLE Meselemiz” çok daha fazla gündeme gelir.
Biz de bu durumdan istifadeyle, “Aile”mizi kurtarmak için........
© Haber7
visit website