menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Türkiye önemli değerlerini bir bir kaybediyor

13 0
18.08.2024

Önümüzdeki Pazartesi Haluk Dursun Hocanın vefatının beşinci yılı da doluyor. Hiç şüphesiz Hocayı yakından tanıyanlar onun değerini çok daha iyi biliyorlardır. Ne var ki, ülkemizin bir çok genci Haluk Dursun Hocayı ve benzeri değerlerimizi tanımıyorlar. Bir de şu var ki; tanımanın, eserlerine vakıf olmanın ötesinde onun unutulması, genç kuşaklarımız tarafından örnek alınmaması da ülkemin geleceği bakımından beni kaygılandırır.

Bundan beş yıl kadar önce, yani 2019 yılının 19 Ağustos’unda Türkiye; Cumhuriyet tarihinde yetiştirdiği en değerli ilim, edep, sanat ve kültür insanlarından birini kaybetmişti.
O sırada Kültür Bakan Yardımcısı olan Profesör Dr. Haluk Dursun Hoca Malazgirt Zaferi'nin 948. yıl dönümü dolayısıyla Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Muş'un Malazgirt ilçesinde düzenlenen "4. Tarihi Roman ve Romanda Tarih Bilgi Şöleni" programının ardından Ahlat'a geçiyor, buradaki incelemelerini bitirip, kara yoluyla Van'a hareket ediyor.

Erciş ilçesine bağlı Bayramlı Mahallesi yakınlarında araç devriliyor ve araçtaki üç kişi yaralanıyor, Hoca da tüm müdahalelere rağmen bu elim kazada hayatını kaybediyor.
Ahmet Haluk Dursun Hoca’nın ölüm haberi içimi çok acıtmıştı ve o acı hala dinmedi.
Yunusça söylersek, gök ekini biçer gibi derinlerimdeki kapanmayan yaraların üzerinden kıymıklar, cam parçaları geçti adeta yeniden.

Haluk Hoca’nın ölümü benim; Türkiye’ye özgü, kabuk tutmayan ve kıyamete kadar hep kanayacak olan içimdeki “dil yarası”nın üzerinden bir kez daha geçti.

O dil yarası ki, merhum Mustafa Çalık şöyle demişti: “...Keşke Türkiye’deki bütün Camileri, bütün medreseleri yakıp, yıksaydılar da Dil’e dokunmasaydılar, dil inkılâbı yapmasaydılar. Fransız devrimi her şeye dokundu, her şeyi yerle bir etti, fakat Academie Française’e dokunmadı. Camileri, medreseleri yeniden yapardık ama, dil inkılâbının açtığı büyük yarayı kapatma imkânımız yok...” Yok, evet yok.

Bugün okumayı sevmiyorsak, gençlerimize dilin tadını, dilin, yazının damaklara bıraktığı lezzeti veremiyorsak, okumayı sevemiyorsak bunun sebeplerinden biri de dil devrimidir.
Cemil Meriç diyor ki:” Dünyada iki büyük devrim yapıldı, biri 1789 Fransız Devrimi, diğeri 1917........

© Haber7


Get it on Google Play