menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

9 Aralık 1917 unutulmasın!

6 0
11.12.2023

Bugün Gazze'de binlerce masum insan şehid oluyorsa,
Filistin'de Siyonist zulmü artarak devam ediyorsa,
Kudüs ve Mescidi Aksa Yahudi işgali altındaysa,
Filistin, Kudüs, Gazze kan ve gözyaşında boğuluyorsa,
İslam Alemi'nin bağrına İsrail hançeri saplanmışsa,
Hepsinin temelinde 9 Aralık 1917 İngiliz işgali vardır.

400 yıl Osmanlı himayesinde barış ve huzur şehri olan Kudüs'ün Son Haçlılar tarafından işgali ve 1948'de Siyonistlere devredilmesi, Ortadoğu'ya kan ve gözyaşı getirmiştir. 106 yıldır bu kaos artarak devam etmiş, bugün de Gazze'de korkunç bir vahşete dönüşmüştür.

GAZZE İŞGALİ VE KUDÜS

31 Ekim 1917'deki Bi'rüssebi hezimeti Kudüs işgaline giden yolun başlangıcı oldu. Bir hafta sonra da Gazze işgal edildi. Alman Generaller bu mağlubiyetin sorumluluğunu birbirinin üzerine attılar. İngilizlerin savaş hilesine inandıkları halde, hatalarını kabul etmediler. Von Kres ile Miralay İsmet, Bi'rüssebi bozgunu için birbirini suçlayan savunmalar yaptılar. Ama hiçbiri Kudüs işgalini önleyecek tedbirler konusunda kafa yorup düşünmediler.

8 Aralık gününe kadar 40 gün boyunca, çok kötü bir sevk ve idare ile geri çekilmeye çalışan Osmanlı Ordusu, adeta bu vurdumduymaz Haçlı zihniyetli Alman generallerin oyuncağı olmuştu. Üstelik İngiliz Generali Allenby, dört aylık bekleme süresince Yahudi NİLİ örgütünden çok önemli istihbarat desteği almıştı. Osmanlının piyade ve süvari birlikleri, cepheleri, silah ve mühimmatı, kara ve demiryolları hakkında bütün gizli bilgilere ulaşmıştı. Hatta Kudüs'e giden yol güzergahındaki kuyular, nehirler gibi su kaynakları ve miktarları bile elindeki haritalara işlenmişti.

KUDÜS’ÜN EN KARA GECESİ

8 Aralık'ı 9 Aralık'a bağlayan gece Mareşal Von Falkenhayn’ın, Kudüs çevresini savunan 7. Ordu kumandanı Fevzi Çakmak Paşa'yla yaptığı telefon konuşmasından sonra ordumuz mevzilerini boşalttı. Ertesi gün çok çetin bir savunma ve direniş bekleyen İngilizler, siperlerin boş olduğunu görünce hem şaşırmış hem de sevinmişlerdi.

Kudüs'ün en kara günü olan 9 Aralık'ta, Belediye Başkan Vekili Hüseyin el-Hüseyni ve Polis Müdürü Hacı Abdülkadir Efendi beyaz bayrakla İngiliz karargahına gitmişlerdi. "Dini mekanları tahripten korumak için Osmanlı Hükümetinin emriyle asker Kudüs'ten çekilmiştir." şeklinde Mutasarrıf İzzet Beyin yazdığı mektupla şehir İngilizlere teslim edilmişti.

Tarihçilerimizin çoğu Kudüs'ün teslimini böyle basit bir şekilde izah etmeye çalışmaktadırlar. Sanki Kudüs'ü savunması gereken Mutasarrıf İzzet Bey ve Belediye Başkanı imiş gibi, koskoca Osmanlı ordusunu göz ardı etmekteler. Halbuki hatalı veya kasıtlı kararlarla yönetilen ordumuz sürekli zayiat vermekte, Yahudi istihbaratı sayesinde bütün askeri bilgilerimize ulaşan İngiliz ordusu ise devamlı taze kuvvetlerle hücum etmekteydi.

Bütün olumsuzluklara rağmen askerlerimizin geri çekilirken bile, Kudüs yakınlarındaki Nebi Samuel Tepesinde yazdığı destan onun kahramanlıklarından sadece biriydi.

KUTSAL MEKANLAR ZARAR GÖRECEKMİŞ!

Osmanlı'nın yanında savaşmalarına rağmen,........

© Haber Vakti


Get it on Google Play