Değirmileşen Vaziyete Teessüfat
II. Viyana Bozgununun sene-i devriyesi olan günlerdeyiz. Aynı zamanda Sakarya Zaferi’ni yâd ettiğimiz günler… Biri batıya olan yürüyüşümüzün tersine çevrilme eşiği, diğeri iki asrı aşan gerilemenin durdurulup ileri hamlelere dönüşmesinin nirengi noktası…
Bu tarihi kıymete haiz günlerde dünya politiği denen kasisli zeminde hop oturup hop kalkarak ilerleyen taşıtların yolcularıyla aynı halet-i ruhiye içerisinde olduğumuz vâki… Alınmış derslerin semeresini kazanç olarak kaydederken tarih adlı yaşlı ilim… Alınmamışların perişanını anlatmada hiçbir hafifletici sebebe meydan bırakmamakta gayet katı… Mahmur gözlerle bakageldiğimiz mazi, hâl ve istikbâl üçlüsünün, bizden beklemekten yorulmadığı idraki ne vakit bulup da şuur yüklü fiillere çevireceğiz? El ense çekilmekten nasır tutmuş ensemizin hatırına, şu hasım kavramının içerisine sığamayacak kadar obezleşen “teo, jeo ve neo politik” güruhu ne vakit devireceğiz?
Mefahir ile zevahir arasında bir yerde… Belli ki sıkışıp........
© Haber Vakti
