109 sene önce barbar Avrupa, Anadolu topraklarını istila etmek için dişine kan değdirmiş ve farklı coğrafyalardan sömürdükleri kölelerini aldatarak dünyanın en büyük teknolojik silahlarıyla saldırıya geçmişlerdi. Maddi güç onların elinde iken kendine güvenleri gelmiş, fakat manevi gücü unutmuşlardı. Anadolu insanı ve Müslüman coğrafyadan din kardeşleri tek dişi kalmış canavara karşı birleşmiş ve vahşi batının bütün planlarını alt üst etmişlerdi.

Osmanlı Devleti artık yaşlanmış ve özellikle içinden kemiren kurtların da etkisiyle Birinci Dünya Savaşı’na girmiş ve nice vatan evlatlarını bu savaş esnasında özellikle de Çanakkale'de şehit vermişti.

Çanakkale İslam Kardeşliği'nin vücut bulduğu ve Müslümanların barbar ve vahşi batıya karşı birlik ruhuna büründüğü ve adına sonradan Çanakkale ruhu dediğimiz destanı yazmıştı.

Çanakkale ruhu, İslam kardeşliği ruhudur.
Çanakkale ruhu, birlik beraberlik ruhudur.
Çanakkale ruhu, düşman ne kadar güçlü ve kuvvetli ve sayıca üstün olsa da, iman duygusunun bütün bu maddi güce meydan okuma destanıdır.
Çanakkale ruhu İslam coğrafyasının yekvücutta atan kalp haline büründüğü ruhtur.
Afganistan, Suriye, Irak, Mısır, Libya, Arabistan gibi birçok İslam Devleti ve beldesinden Müslümanlar İslam kardeşliği ruhuna bürünerek şehadete koşmuşlardır. Neden? Din için, devlet için…

Ve Gazze, Kudüs, Filistin… Çanakkale'ye gidenler çok iyi bilir; Gazze, Kudüs, Filistin gibi Mescid-i Aksa topraklarından nice Müslümanlar, İslam kardeşliği ruhu ile tâ o zamanın şartlarına rağmen Çanakkale'ye geldiler. Türk Mehmet, Kürt Mehmet ve Arap Mehmet kucak kucağa şehit oldular. İşte İslam kardeşliği budur.

Bugün bize en çok lazım olan “İslam kardeşliği ruhudur.” Nitekim Gazze'den........

© Haber Vakti