Satışa gelmeyelim de?
Anlaşıldı, kaset dosya mevsimi açıldı. Özel son olarak FETÖ’yü suçlamıştı değil mi? Baykal’dan Sonra Kılıçdaroğlu gelmişti. Peki şimdi ne olacak?
Artık herkes farkında, her partinin bir takım karın ağrıları var. Ve bu hastalığın tedavisi de yok gibi.
Bana gelen bilgilere göre, şu son dönemde CHP’de gelenler gidenleri arattı. Şimdilerde Kılıçdaroğlu’nun grafiği yükseliyor. Ama Kılıçdaroğlu’nu istemeyenler de aktif. Parti içi fraksiyonların hemen hemen hepsinin arkasında, iç ve dış birtakım mihraklar var. Sermaye var, bürokrasi var, STK var, var da var.
Bu sürecin sonunda, büyük ihtimalle CHP bölünür.
CHP’nin başına gelen, gelmekte olan, gelecek olanlar aslında öteki partiler içinde söz konusu.
Her partide, alkol, kumar, fuhuş bağımlılığı olanlar dikkat etsinler.
Bu ülke kumar borcunu ödemek şartına bağlı koalisyon pazarlıkları gördü. Siyaset, bürokrasi, iş dünyası, yargı dünyasında her zaman kasetler ve dosyalar iş yapar. Onun için her ülkede HABAT, AGARTHA ve EPSTEİN iş yapar.
Her hafta birkaç kez kafayı çeken politikacılar var. Artık onlar her partide var. Çünkü iş içmeyi geçti, uyuşturucu boyutuna geçti. Bu adamlar bu hal üzere araba kullansalar bir kendilerine bir de çarptıklarına zarar verirler. Siyasiler kafayı bulunca bütün memleket hasar görüyor.
İçki ve uyuşturucu, fuhuş ve kumar, Şeytan’ın insanoğluna kurduğu Şeytani bir üçgen tuzaktır. İnsanları din, ahlak ve aile bağlarından/geleneğinden koparıp böyle bir Şeytani plana hapsediyorlar.
Bu Şeytan üçgeni zaman içinde bürokrasi, siyaset, iş dünyası, media, sanat, spor, STK, Cemaat, akademi, hepsini kendi içine çekiyor.
Bu işleri yapanların hemen hemen hepsi biliniyor. Ortaya çıkmıyorsa, bunlar oltayı tutan balık hükmünde oldukları için, kendi aralarındaki dehşet dengesi içinde birbirlerinin ayağına basmıyorlar. Birileri kurulan tuzağa düşerse de, birileri onlarla pazarlık yapıyor ve söz dinlerse, isteneni yaparsa dokunmuyorlar. Zaten itiraz etme şansı da yok. Çünkü oltayı yutan balık yem istemez.
Bazan topluma kurban vermek gerekir, o zaman da içeride rahatsızlık oluşturanlar, miadı dolanlar günah keçisine dönüştürülür ve Şeytana kurban verilir.
Yarış atlarının ayağı kırılırsa, ondan sütçü beygiri yapmazlar, kafasına sıkarlar. Eğer başarılı (!?) şekilde yarışı tamamlamışsa, onu kıral ya da kıraliçe gibi ölene kadar bir vadide beslerler.
Bu alemde siz birilerini satıyorsanız, birileri de sizi satar. Eğer birileri sizden birilerini satmanızı isterlerse, siz onu satmazsanız, onun faturasını sizin ödemeniz gerekir, ya da o faturayı ona siz kesersiniz. Mafia düzeninde racon böyledir. Bu düzende, Hak, Hukuk, Adalet, Din, Ahlak yoktur.
İşin daha da kötü yanı şu, kirli bir oyuna bulaşmışsanız ve kendi başınıza işin içinden çıkamıyorsanız, birine yaslanmak zorunda kalırsınız. O zaman da birilerini satmanız gerek, sizi satın alan da gün gelir sizi bir pazarlığa kurban edebilir.
Bir mal, para, makam için birilerine yaslanıyorsanız, onların dediğini yapmanız gerekir. Oltayı........
© Haber Vakti
visit website