Zararına ithalat: Strateji mi, zorunluluk mu?
Türkiye, otomotiv pazarında Çinli markalara ek vergiler ve tedbirlerle adeta bir vergi duvarı ördü. İçten yanmalı araçlarda `'a, elektrikli araçlarda ise P'ye ulaşan gümrük vergisi, üzerine eklenen yüksek ÖTV ve KDV ile Çinli markaların rekabet avantajını neredeyse yok etti. Bu vergi duvarı, Çinli markaları zorlu bir mücadeleye itti. Geçen yılın en çok satan markalarından Chery, 2024'te 15. sıraya kadar gerilerken, MG, Skywell, ve Leapmotor gibi markaların satışları ya durdu ya da durma noktasına geldi. Bu ağır tabloya rağmen ayakta kalmaya çalışanlar için 2 ihtimal var; ya genel merkezden büyük bir sübvansiyon alıyorlar ya da zararına satış yapıyorlar.
YATIRIM DENGELERİ DEĞİŞTİRDİ
Çinli BYD'nin Manisa'daki yatırım kararı, bu stratejiye kritik bir örnek teşkil ediyor. Yatırım açıklamasıyla birlikte BYD, vergi muafiyeti kazandı ve böylece hem elektrikli hem de içten yanmalı modellerini daha rekabetçi fiyatlarla sunabilecek bir konuma geldi. Bu hamle, diğer Çinli markalara "Ya yatırım yapın, ya da pazardan çekilin" baskısını artırdı. Bildiğiniz gibi Chery de uzun süredir Türkiye'de yatırım planları yapıyor. Togg ile olası bir platform ortaklığı gündemde olsa da, bu işbirliğinin şu an için resmi bir vergi muafiyeti sağlamadığı belirtiliyor. Yani Chery, hala ağır vergi yükü altında ilerliyor. Ancak buna rağmen yeni marka ve modellerle pazar payını koruma hamleleri oldukça dikkat çekici. Geçen yıl Jaecoo markasını Türkiye’ye sokan şirket, şimdi de Omoda markasını getirmeye hazırlanıyor.
PEKİ NE ANLAMA GELİYOR?
Chery’nin bu hamleleri, güçlü bir merkez desteğiyle "zararına da olsa pazarda kal ve markanın gücünü artır”........
© Gazete Pencere
