Akademide tam gün çalışma
Akademisyenliğin artık çekici bir iş olmadığı sır değil. Yetenekli ve bilimsel çalışmaya uygun gençler kendilerine üniversite dışında bir seçenek ararken, öğretim üyeleri de fırsat bulduğunda akademiyi terk ediyor. Ancak iş bu kadarla sınırlı değil; bir de fiilen ayrılmadan üniversiteyi terk edenler var: resmi olarak akademide çalışırken, esas çalışmalarını dışarıya kaydıranları kastediyorum.
Tam gün çalışma konusunda geçen yıl şöyle yazmıştım: “…üniversite çalışanlarının tümü tamgün yasası içerisine alınmalı, akademisyenlerin bütün zamanlarını üniversite içerisinde geçirmeleri sağlanmalıdır. Dışarıda gelir getirici işlerden uzak tutulmalıdır öğretim üyeleri…tam gün çalışma var olan yasalara da uygundur.” (1) Evet, böyle denilince akla önce tıp fakülteleri ve buradaki öğretim üyelerinin aynı zamanda özel hastanelerde çalışmaları veya dükkân açmaları gelir ama diğer fakülteler için de benzer sorun vardır. Resmen isimleri geçmese bile bir hukuk bürosunda veya mühendislik şirketinde çalışan öğretim üyeleri olduğu bilinmektedir; ya da diğer fakültelerdeki akademisyenlerin özel sektörde ‘eğitim verme’ adı altında çalışmalarını söyleyebilirim.
Şimdi oturup da tam gün çalışmanın akademik yaşam için bir zorunluluk olduğunu anlatmaya çalışmayacağım; gerçekten çok gereksiz bir iş olur çünkü bilgi üretimi için........
© Gazete Manifesto
visit website