Irmak Ildır yazdı: Popüler figürler kalıcı mevzilere karşı
Yerel seçimlere az kala saflar netleşmiş gözüküyor. Seçim yorgunu olan halkın yerel seçimlere olan ilgisinin azlığı dikkat çekerken, son yıllarda bir eğilimin kendini çok net bir biçimde dayattığı söylenebilir: kişilerin siyasete üstün gelmesi. Kişiler üstün gelince de sabah akşam “kutuplaşma” tespiti yapılan, “zıt” gibi gözüken siyasi partilerin bu denli rahat bir şekilde yan yana geldiği bir anda siyaset bir tür oyun olarak görülüyor. O nedenle de siyaset yerine figürlerin, hedefler yerine “görüntünün” bu kadar çok konuşulduğu görebiliyoruz.
Bu tespite iki itiraz çıkabilir. Birincisi, biraz siyasete şerbetli olanların tespitidir: “Siyaset zaten böyle bir şeydir, ya kazanırsın ya da kaybedersin. Kişisel ya da sınıfsal çıkarların neredeyse, sen de oraya gidersin. İlkeler soyut, çıkarlar somuttur. O yüzden de geçmişte de “kişiler” her zaman siyasete üstündür.”
İlk itirazın haklılık payı bulunmaktadır. Gerçekten de, sınıfsal çıkarlar her şeyden üstündür. O yüzden dün muhalefette olanlar bugün iktidarı destekliyor olabilir ya da tam tersi. Ancak bu çıkarların kime ve nasıl hizmet ettiği de önemlidir. Bugün siyasetin ana figürlerinin tamamının çıkarı sermaye sınıfının çıkarlarından oluşmaktadır. İrili ufaklı aktörleri de dahil edersek, şu ya da bu sermaye grubuna hizmet etmeyen hiçbir aktör bulunmuyor. Dolayısıyla, siyasetteki yer değiştirmeler “olağan” karşılanabilir ama bizim de bunu “çürüme” olarak görmemiz yanlış değildir. Üstelik, ilkeler ve program da gene toplumsal çıkarlarla ilgilidir. O yüzden ilkeleri savunmak, soyut değil tam da somut bir tutumdur.
Gene bu tutumun kimin işine yarayacağı tartışılabilir. Zaten siyaset bunun için var. Siyaset sınıfsal çıkarların üstünü örttüğü gibi, bu çıkarların berraklaşmasına olanak tanıyabilir. Bu olanağın nasıl yaratılacağı ise bu yazının önemli bir konusu, ama ona sonra geleceğiz.
İkinci itiraz ise “günümüzün ruhu” ile alakalı. Bu itiraza göre........
© Gazete Manifesto
visit website