Kaba kuvvet büyük yara aldı
Batılı kaynakların Erdoğanizm diye adlandırdığı ülkemizdeki rejim, yasama, yürütme ve yargı erklerinin dengesi olarak ifade edilen kuvvetler ayrılığı ilkesini yok sayıyor. Tek adamın keyfi yönetimiyle anılan saray rejimi, doğası gereği kaba kuvvete dayanıyor. TDK Sözlüğü’ne göre kaba kuvvet, “bir amaca ulaşmak için zorbalık yaparak veya güç kullanarak tutulan yol” diye tanımlanıyor. Uzun süredir bu yolu kullanan AKP iktidarı, ne mevcut anayasayı, ne evrensel hukuk ilkelerini, ne de siyasi etik değerleri önemsiyor. Yerel seçim süreci de bunun somut örnekleriyle dolu. İletişim Başkanlığı’nın katkılarıyla seçim kampanyası için sahaya sürülen bakanlar, doğal gaz faturalarına yansıtılan yüzde 25’lik Reis rüşveti, Gencebay’lı mitingler, yandaş medya amigoları, trol orduları ve sünnet çocukları gibi kebapçıya bile uzay giysileriyle giden yerli ve milli “aktronot”. Propaganda için kamu kaynaklarıyla yapılan türlü türlü hovardalıklar. Gözümüze çarpanlar dışında görmediğimiz kimbilir daha niceleri…
Ne var ki hukuk ve etik dışı kullanılan bu orantısız güç, AKP’ye seçim kazandırmaya yetmedi. Seçmen çoğunluğu, kaba kuvvete teslim olmadı. 22 yıldır ülkeyi talan eden ceberut tek adam iktidarının yenilmesine sevinmek tüm muhaliflerin hakkıdır. Ben de kazanan ana muhalefet partisi adına değil ileride siyasetin daha rasyonel ve ahlaklı bir zeminde yapılma olasılığı doğduğu için seviniyorum. Yerelde Türkiye’yi kaybeden merkezi iktidara artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı her fırsatta anımsatılmalıdır. Bu süreçte muhalif belediyelere kayyum atanmasına........
© Gazete Manifesto
visit website