menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Tunceli’den Kadıköy’e: Kıssadan hisse

23 0
17.04.2024

Anti-komünizmin devlet siyaseti olduğu bir ülkede komünist başkan figürü ile komünizmin meşrulaştırılmasında Fatih Mehmet Maçoğlu’nun önemli rolü oldu. Elbette bu durum sadece kişisel bir yetenek şeklinde asla değerlendirilemez. Komünist bir partinin, komünist ismiyle Türkiye tarihinde ilk kez bir seçim başarısı göstermesi ve bunun kendi başına yeni bir olgu olması özgün bir durumdu ve “komünist başkan” figürünün oluşması işte bu özgünlük sayesindeydi. “Komünist başkan”, komünist bir partiden seçildiği için komünist başkan olmuştu.

Ama bununla birlikte Maçoğlu, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmede ve taşımak durumunda kaldığı “komünist başkan” sıfatını hakkını vermede önemli bir görevi yerine getirdi.

Evet “komünist başkan” popülerleşmesi aslında biraz da Türkiye’de komünizme yönelik belli bir sempatinin dışavurumundan başka bir şey değildi. Yıllardır yasaklanmıştı, her türlü kovuşturmaya, soruşturmaya uğramıştı, doğrudan devletin ve faşizmin hedefi olmuştu. Toplumda komünizme yönelik bu “sempatik” durum Maçoğlu şahsında cisimleşse de özünde bunu, bir yanıyla da, toplumun vicdan temizlemesi olarak görmek gerekir. Kimileri açısından geçmişte bırakılan büyük devrimci mücadelenin anısı kimileri açısından da haksızca saldırdıkları bir ideolojinin hakkını teslim etme vicdanı.

Bununla birlikte, Maçoğlu şahsında komünist başkan figürüne yönelik toplumsal ilgi ve sempatinin nedeni ne olursa olsun, ülke topraklarında anti-komünizmin kırılamayacağının hele hele Müslüman bir ülkede komünizm hiç ama hiç alıcısının olmayacağını söylemenin bir yerden sonra geçerliliğinin kalmadığını da gösteriyordu. Komünizm, Türkiye topraklarına asla ama asla yabancı değildi.

Ama mevcut “sempatinin” reel ve politik tarafı ise, aslında sol siyasetin kitleler nezdinde bir karşılık bulabildiğidir. Örneğin Ovacık’taki kamucu üretim pratiğinin toplumda yarattığı olumlu karşılık gibi. Düzen siyasetinin sağa kaydığı bir ortamda “komünist başkan” şahsında cisimleşen durum, kitlelerin özlemleri ile sol arasındaki ilişkiyi de........

© Gazete Manifesto


Get it on Google Play