Arzu, tahakküm ve nefretin değişmez hedefi olarak memeler
Türkiye erkeğinin azımsanmayacak bir kısmının en büyük fetişlerinden ve arzu/nefret nesnelerinden biri kadınların memeleri. Meme söz konusu olduğunda beyin küçük bir tatile çıkıyor, kelime dağarcığı kilitleniyor. Ne menem bir meme merakıysa üstelik muhafazakarı seküleri, sağcısı solcusunda da durum bu açıdan (maalesef) büyük farklılık göstermiyor. Memelere bakıp iç geçirme, meme güzelleme ve tabii mizojini gereği de aşağılama, kapatma, gözden silme, adeta yok etme arzusu, şaşmaz döngü.
Bir hafta içinde “rahat bırakın memeleri!” dedirtecek olaylar yaşandı. İlki değerli bir oyuncunun ölümü nedeniyle, konuyla çok ilgisiz bir “Cannes’da yürüyen dik memeler” çıkartmasıydı. Tam neyin eleştirildiği de belli değil ama mesele Cannes halısında “neyin” ya da kimlerin yürüdüğüyse para ve sponsorluk gücüyle yürüyen erkekleri olduğu gibi geçip kadın oyuncuların gayet güzel dekolteli pozlarına takılmak ve bunu bir kayıp haberine iliştirmek olacak şey değildi. Bu konu yeterince gündemde kaldığı için burada bırakıyorum.
Hemen akabinde A Milli Kadın Voleybol takımımızın ABD’ye karşı zafer kazandığı maçın canlı yayınında sevinçle tezahürat yapan genç bir Türk kadınının memeleri kadraja girdi ve… Halkımız çıldırdı. Hiç meme görmemişçesine, sosyal medyada en sık ziyaret edilen sayfalar dünyanın çeşitli yerlerindeki influencer ve modellerin memeleriyle dolu değilmişçesine… Hiç çıplak kadın bedeni görmemiş, hiç plaja gitmemiş, hatta sokakta yürümemişçesine… Bir meme hezeyanı yaşandı. Maç sevincine gayet doğal biçimde eşlik eden bu gencecik kadın “abla” “memeli abla” gibi bildik salya akıtma ve aşağılama kodlarıyla TT oldu. Hesabı bulunup binlerce kişi tarafından taciz edildi, yetmedi bu durumlarda hep yapıldığı gibi, partneri de aşağılanmaya çalışıldı, “geçmiş olsun abi” vs. lerle. Burada da kalmadı, TRT Spor yayınladığı açıklamayla bir kadının sevincini (ve bedenini) “istenmeyen görüntü” ilan etti. Koca resmi kamu kurumu, ortada başka mesele yokmuş gibi, çekimi ABD kanalının yaptığını söyleyerek, kamuoyundan özür diledi…
Kadın düşmanlığına dair her şey göründüğünden karmaşıktır da bu meme olayının karmaşıklığı apayrı. Bilindiği gibi insanda memeler sadece üremeyle ilgili, süt üreten bir organ değil, cinselliğin bir parçası. Hem erojen hem de erotik. Memenin anneliğe dair kısmı kutsanır ve pek çok kültürde hatta pek çok bölgede, bizde bile “çocuğunu emziren anne” günlük yaşamın bir parçası sayılır. Bu halin yarattığı kafa karışıklığı nedeniyle pek çok erkeğin doğumdan sonra eşlerinin memelerini artık çekici bulmamaları hatta bazılarının artık “çocuğunun annesi” gibi gördükleri kadından cinsel anlamda uzaklaşmaları, sıkça duyduğumuz bir şeydir. Bir yandan da vaat edilen cennet imgeleri........
© Gazete Duvar
visit website