menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yerlikaya’nın bipolar gafı

53 1
17.06.2024

Medyamız, bipolar hastalarını saldırgan tipler olarak göstermek, onlara karşı toplumda olumsuz duygular beslenmesini teşvik etmek konusunda neredeyse ağız birliği etmiş durumda.

“Bipolar adam dehşet saçtı”, “Tartıştığı kişiyi ‘Sen kafirsin’ diyerek öldüren zanlının bipolar rahatsızlığı ortaya çıktı”, “Bipolar hastası adam eşini öldürüp intihar etti”, “Yaşlı adamı kalbinden bıçaklayan sanık hakkında şizofren ve bipolar iddiası” haberleri yağıyor medyada…

Posta da geçen hafta İstanbul’da Aslıhan Zengin adlı genci sokakta bıçaklayan kasklı saldırgan Murat H’nin yakalanmasını “Bipolar çıktı” manşetiyle duyurmuştu. Artı Gerçek, Habertürk, Milliyet, Karar, Korkusuz, Takvim, T24, 10Haber ve Yeni Asır’daki “Aile boyu vahşet” haberlerinde de eşini öldürüp intihar eden adamın “bipolar bozukluğu” olduğu yazıldı.

Son olarak İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın, aracıyla köprü trafiğini durdurarak eylem yapan gencin “bipolar” olduğu açıklaması, -daha doğrusu gafı- “Bipolar hastası ortalığı karıştırdı” haberlerine yol açtı. CNN Türk’teki “Ateş Çemberi”ne katılan gazeteciler de psikiyatrist kesilip, bu rahatsızlıkla ilgili ürkütücü yorumlar yaptılar. Halbuki eylemci genç, SMA hastalarına devletin yardım etmemesine tepki gösteriyordu; meselenin onun rahatsızlığıyla ilgisi yoktu.

Kaldı ki, “Bipolar bozukluk”, tedavisi mümkün olan psikiyatrik bir rahatsızlık. Bipolar hastalarını, şiddet ile ilişkilendirmek, başkalarına zarar veren kişiler gibi göstermek de haksızlık.

Bipolar hastalarını damgalamak ve şiddet eğilimli kişiler olarak göstermek yerine toplumu bipolar hakkında bilgilendirmeli, bipolar olanları da tedaviye yönlendirmeliyiz. Gerekli hallerde “bipolar” yazmak yerine “psikolojik rahatsızlık” demekle yetinilebilir.

Bipolar hastalarını damgalayarak yeni bir düşman yaratmayalım. Unutmayalım, ünlü ressam Van Gogh da bipolardı, oyuncu Catherine Zeta-Jones da. İkisi de kimseye zarar vermedi…

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu açıklama yaparak, “Son dönemde gazetecilerin isimlerini ve kurumlarını sayarak hedef gösteren ve tehdit eden siyasetçileri” kınadı.

“Siyasetçilerin gazetecileri tehdit etmesi suçtur” denilen açıklamanın enteresan tarafı, böyle bir kınamaya gerek duyulmasının asıl nedeninin belirtilmemesiydi. Kimin “son dönemde” hangi gazetecileri tehdit ettiği yazılmamıştı, açıklamanın muhatabı yoktu! “Siyasetçiler” denilerek gazetecileri hedef gösterenler anonimleştirilmişti…

Halbuki o gün gazetecileri ve medya kuruluşlarını suçlayan, tehdit eden, hedef gösterenler MHP Genel Başkan Yardımcıları Feti Yıldız ile Semih Yalçın’dı. Feti Yıldız, Halk TV’deki “Kırmızı Çizgi” programında konuşan Gözde Şeker ve İbrahim Kahveci’yi “müfteri” olarak niteleyerek hedef göstermişti. Semih Yalçın da Halk TV, TV 100 ve Sözcü TV ile bu kanallarda programa çıkan gazeteciler Barış Yarkadaş, Bahar Feyzan, Ali Kemal Erdem, Osman Sert’i “MHP muarızı tipler” olarak adlandırarak ağır bir dille suçlamış, hakaretler........

© Gazete Duvar


Get it on Google Play