Sansür yasası hortluyor!
Dezenformasyon adı arkasına saklanarak televizyonların sansürcüsü Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) gibi gerek yazılı gerekse de elektronik medyanın kontrolünde Basın İlan Kurumu’nu (BİK) egemen kılmayı amaçlayan yasa teklifi, ekim ayında hortluyor. Haziran ayında Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası merkezli Medya Dayanışma Grubu örgütlenmesi ve etkin muhalefetiyle önce iki hafta ertelenen, daha sonra da ekime Meclis'in açılışına bırakılan yasa teklifinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeşil ışık yakması durumunda 4 Ekim’de TBMM Genel Kurulu'na gelmesi bekleniyor.
Elbette, internet basınının düzenlenmesi önemli. Bu teklif çerçevesinde internet medyası, özellikle o mecrada görev yapan gazetecilerin özlük ve mesleki haklarıyla ilgili düzenlemeler getirilmesi önemlidir ve olması da gerekir.
Cevap-düzeltme hakları gibi ya da çalışan hakları gibi ya da “internet haber sitesi” tanımının ilk kez bir yasaya girmiş olması gibi olumlu yanları var. Ancak bunu da internetin özgür ortamındaki haberler üzerinde ağır bir denetim ve ceza tehdidi getirmesi nedeniyle eleştiriyoruz. İnternet alanının bu şekilde düzenlenmesinin yeni sorunlara yol açacağını, yazılı ve internet basını üzerinde RTÜK’ün TV’ler üzerindeki tahakkümünün aynısını BİK’in kuracağını görüyoruz. Bu alan gazetecilerin ve ifade özgürlüğü uzmanlarının katılımıyla düzenlenmeli, diyoruz.
Ayrıca yerel basın üzerinde bu kadar çok durmamızın nedenlerinden biri de demokrasinin alacağı yaradır. Yerel basının sadece ilan gelirleri kesilmeyecek aynı zamanda yerel demokrasinin soluk borularından biri kesilecek. Yerel gazete olmaması, yerel sorgulama ve denetleme sisteminin zarar görmesi demektir. İnternet sitelerimiz var yerelde de ama etkisiz. Yerelde basılı medyamız internete göre çok daha etkili.
Türkiye’de kamu idaresini yöneten siyasiler ve atanmışlar, medyanın eşit, adil biçimde desteklenmesine karşıdır. Bu, kamu bankası reklamlarının dağılımına ilişkin Gazeteciler Cemiyeti’nin yaptığı araştırmada ortaya açıkça sergilendi. Onların hedefi kendi medyalarını diledikleri gibi destekleyebilmek ve kamu kaynaklarını kendi medyalarına aktarabilmektir. Bu nedenle kuruluş amacı basını finansal olarak desteklemek olan BİK’in felsefesine, adil dağıtım ilkesine ve çoğulcu biçimde yayınların topluma kültürel katkısının artması gerektiği görüşüne mevcut iktidar katılmamaktadır.
GERİ ÇEKME “PLANLI” İDDİASI
Kulağımıza gelenlere göre özellikle İstanbul’da bazı gazeteci arkadaşlar arasında AKP’nin zaten bu yasayı kamuoyunun nabzını ölçmek amacıyla Meclis’e getirdiğini ve geri çekmenin de planlı olduğu iddiaları dolaşmakta. Buna karşın, yerel basının bu yasaya karşı örgütlenip Ankara’da ortak tepkiye katılmasının, yasayı erteleten ana neden olduğunu bizzat İletişim Başkanı’nın atadığı Basın İlan Kurumu Genel Müdürü belirtiyor.
Genel Müdür Cavit Erkılıç bu konuşmayı nerede yaptı dersiniz? Yasa tasarısının ertelendiği ve artık seçim sathına geçilmiş olacak yeni yasama döneminde tekrar gündeme gelmesi zor değerlendirmeleri kadar, baskın denetimler ve benzeri daha önce yaşanmamış “intikamcı” cezalandırmalar nedeniyle “bekle gör” modundaki basın örgütlenmelerine karşın BİK’in Genel Müdürü, özellikle eylül ayını Türkiye’yi dolaşarak ve dezenformasyon nasıl yapılır uygulamalarına örnekler vermekle meşguldü.
BİK Genel Müdürü Erkılıç, yerel basının tek ekonomik dayanağı olan resmi ilanları dağıtan kurumun başkanı olarak, tüm Türkiye’de düzenlediği bölge toplantılarında bugüne kadar yaklaşık 650 gazete sahibi ve temsilcisiyle bir araya geldi. Bu toplantılarda konuşulanların tamamı, doğal olarak, meslek örgütlemelerine de bilgi olarak yansıdı. BİK Genel Müdürü, yasanın ertelenmesine neden oldukları için yerel basın temsilcilerini eleştirdi, BİK Genel Kurulu’nda basın ahlak ilkeleri genelgesi aleyhinde oy kullanan basın örgütleri ve üyelerin yayınlarına verilen cezaları sık sık hatırlatarak aba altından sopa göstermeyi ihmal etmedi. Yasada değişiklik........
© Gazete Durum
visit website