Pile yolu…
Kıbrıs konusu oldukça enteresandır. Sıklıkla sapla saman karıştırılır, gelişmeleri taraflar hep nalıncı keseri gibi tüm yongayı kendi tarafına göndermeye özen gösterir. Bilgi, görgü, deneyim karşısında cehalet, şovenist mavra, mağdur edebiyatı sürdüğü sürece de karşılaşılan sıkıntılara bırakın diplomasiyle ve hatta güç kullanarak çözüm bulmayı, çıkmazlardan çıkmazlara yuvarlanıp dururuz. Örneklerini gördük, yaşadık, yaşıyoruz. Elbette teslimiyetçi hatta baştan kaybetmiş ruh hali içerisinde davranıldığında durum daha da kötü olabilir. Özellikle kendi görüşmeci heyetine bile oldu bittiler sergileyen Mustafa Akıncı döneminde bunun bin beterini de maalesef deneyimledik.
Egemenlik meselesi
Pile yolu meselesi yeni bir konu değildir. En azından 1974’ten bu yana ciddi bir problem olarak ortadadır. Özellikle Nisan 2003’te geçiş noktalarının açılmasıyla daha da belirgin ve yaşamsal önemde bir sorun halini almış, defalarca diplomasiye konu olmasına rağmen ne bitişikteki İngiliz üs bölgesinden Pile halkının kuzeye geçişini rahatlatacak yolun genişlemesi, geçiş noktasının düzenlenmesi gibi bir önlem mümkün olabilmiş ne de dört kilometre kadarı ara bölgede kalan 11.2 kilometre kadar uzunluğu olan Yiğitler-Pile yolunun ıslahı yapılabilmiştir. 1998’den bu yana Rum yönetimi bu konudaki Kıbrıs Türk önerilerine olumlu yanıt vermemiş, BM de benzer Rum çalışmalarına ses çıkarmazken bu konuda yine işlevsiz kalmış, Rum yanlısı bir tavır sergilemiştir.
Halkının bir bölümünün sıkıntılarına en azından 25 yıldır cevap veremeyen bir devlet olamaz. Ara bölgedeki dört kilometrelik bölüm dolayısıyla eğer Pile halkına kuzey Kıbrıs’a rahat ulaşma imkanını sağlayamaz isek, niye oradaki Kıbrıs Türk nüfusunun 1974’de binin üzerinde iken bugün zar zor 500 civarında olduğunun kabahatini kendimizde aramalıyız. Pile aynı zamanda bir egemenlik meselesidir.
Sorun yeni değil
Değerli dostum, KKTC Cumhurbaşkanlığı danışmanlarından Ata Atun, son yazısında bakın yol ile ilgili ne gibi detaylar verdi, kısaltarak sunuyorum:
“Başvurudan iki yıl evvel 1996 yılında, Rum tarafı Türk arazilerini istimlak ederek bir kısmı ara bölgede olan Larnaka-Dikelya-Ayia Napa yolunu yapmış, başvurudan altı........
© Gazete Durum
visit website