Geleceğe yön veren bir tehdit!
Su, yaşamın temel taşıdır ve yeryüzündeki tüm canlılar için hayati bir öneme sahiptir. Ancak dünya nüfusunun artışı, endüstriyel büyüme, tarımsal faaliyetler ve iklim değişikliği gibi etkenler, temiz su kaynaklarını hızla azaltmaktadır. Su, her ne kadar bol bir kaynak gibi görünse de, dünyadaki suyun sadece yüzde 2,5’i tatlı su olup, bunun da büyük kısmı buzullarda ve yeraltı sularında bulunur. İnsanlar tarafından kullanılabilir tatlı su miktarı ise oldukça sınırlıdır. Bu durum, dünya genelinde bir su krizine neden olma potansiyeli taşımaktadır.
Su kaynaklarının azalmasının nedenleri
Dünya nüfusunun sürekli artması, su talebini ciddi şekilde artırıyor. Özellikle hızlı kentleşme, su kaynaklarının tükenmesine ve kirlenmesine yol açan bir faktördür. Su altyapıları genellikle bu hızlı büyümeye ayak uyduramıyor ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde büyük su kıtlıkları yaşanıyor.
Küresel ısınma, su döngüsünü bozarak kuraklıkları daha sık ve şiddetli hale getiriyor. Yağış rejimlerinin değişmesi, tarımda su kullanımını daha karmaşık hale getirirken, birçok bölgeyi su kıtlığı ile yüz yüze bırakıyor. Deniz seviyelerinin yükselmesi de yeraltı sularının tuzlanmasına neden olarak içilebilir su kaynaklarını tehdit ediyor.
Su tüketiminin en büyük payı tarıma aittir. Geleneksel sulama yöntemleri suyu israf etmekte ve birçok bölgede yeraltı su rezervlerinin tükenmesine neden olmaktadır. Aynı zamanda, endüstriyel faaliyetler de........
© Gazete Damga
visit website