menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hâkimiyet Bilâ Kaydü Şart Milletindir

30 1
25.04.2024

Milletlerin ya da insanlığın paradigmal değişimlerinin kritik eşik ve kazanımlarını, daha üst bir seviyeye taşımak adına, yeni nesillere coşkulu bir şekilde hatırlatmak ve anlatmak gerekir. Cumhuriyet yönetim biçiminin nasıl bir değer olduğunun genç nesillere aktarılması devletin boynunun borcudur. Bu işin elbette doğru ve sahici usullerle yapılması gerekir. Balık içinde yaşadığı suyun değerini, ancak suyla teması kesilince fark eder ve suya ulaşmak için çırpınır durur; lakin tüm çabalar nafiledir. Sahip olunan değeri, ancak iyi bir eğitim, tüm şartlanmalardan uzak bağımsız düşünme, sağlam bir akıl yürütme, iyi bir mukayese yapabilen zihinler fark edip sahiplenecektir. Aradan yüz yılı aşan bir sürenin geçmesinden dolayı, kazanılan değerin farkına varacak bilincin oluştuğunu düşünür insan. Belli kesimlerde halen yeterli hassasiyeti göremeyince üzülmekten öte bir şey yapılamıyor ve ilkin şu soru aklımıza geliyor : Hiçbir Ortadoğu toplumuna nasip olmayan cumhuriyet (ve onun kurumsal ve kültürel modeli; demokrasi) deneyimi ile ilgili nerede hata yapıldı ki, hala cumhuriyet rejimi ve demokrasi kültürü konularında toplumumuz yeterince hassasiyet gösteremiyor? Kısmen de olsa efendi-köle ilişkileri üzerine kurulan yönetim biçimlerini hala savunan, onlara öykünen (sözde) okumuş kişileri görünce elbette üzülüyor insan.

Bir kazanım hakkında doğru/gerçekçi değerleme (tanı/tanım/hüküm/puan) yapılabilmesi için, genel geçer kriterler baz alınarak, çok yönlü bilgi/birikime, bu bilgileri sağlıklı değerlendirebilecek uygun şartlar ile olay/olgular hakkında mukayese yapabilecek tecrübeye sahip olunması gerekir. Okuma/yazma kültürü belli bir düzeyin üzerinde olmayan toplumlarda bu ortam/şartların olması pek muhtemel değil ne yazık ki. Yazılı geleneğin olmadığı toplumlarda hayata dair sorular ve gündeme gelen problemlerin çözümü herkesi kuşatan (aklı/düşünmeyi merkeze alan) sistematik bir eğitim süreci sonucunda değil; o toplumda söz sahibi olan ve sayıları üç beşi geçmeyen âkil kişilerin yönetimi (onların çözüm ve talimatlarıyla) sayesinde mümkün olmuştur. Modern dönemlerde, özellikle günümüz toplumlarında bilgiye ulaşmadaki kolaylık ve birey olma düzeyindeki ilerleme, bu tarz uygulama ve yöntemleri devre dışı bırakmış olsa da, halen evrensel doğru ve kabuller konusunda sıkıntılar devam etmektedir.

İnsanın tarihi süreçte geçirdiği merhaleler sonrasında, ulaştığı bilinç düzeyine rağmen, temeli olmayan dünün şartlandırılmış kabullerinden........

© Fikir Coğrafyası


Get it on Google Play