menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Medya mı Kapitalizmi Kapitalizm mi Medyayı Kullanıyor?

5 11
07.12.2023

Neil Postman “Teknolojiye karşı yenilgimizi” kanaatimce ölümsüz eseri “Teknopoli ” kitabını yazarak ilan etmişti. Kitabın kapağında, “ Kültürün Teknolojiye Teslim Oluşu “ yazıyordu. Bu yazı kitabın bir nevi özeti gibiydi. Kitap gerçekten tavsiye edilebilecek bir eser. Postman kitabında bir eğitimci, bir sosyolog, bir kültür tarihçisi, bir filozof, ya da bir entelektüel olarak karşımıza çıkar. Sanki kitap yazmamış, bilakis bizlere sorular sormuştur. Kitabı okurken de bu soruları cevaplamaya kendimizi mecbur hissederiz. Ayrıca zihnimiz bu kitapla yetinmez, yazarın diğer eserlerine de yönelir. Oralardan çareler aramaya girişiriz. Karşımıza “ Çocukluğun Yitimi” çıkar. Bu eseri de en az “Teknopoli “ kadar değerlidir. Bu iki kitap ile ilgili olarak maalesef üzücü bir gerçeği söylemek zorundayım; ne “Teknopoli “ne de “Çocukluğun Yitimi “ kitaplarının baskısı şu an yok. Teknopoli, raflardaki son gölgesini 2020 yılında görmüştür. Kitapçılarda artık “Çocukluğun Yitimi” gibi o da olmayacaktır. Neil Postman kitapları adına elimizde sadece ayrıntı yayınlarından çıkmış olan ve henüz sevindirici şekilde baskısı devam eden “Televizyon Öldüren Eğlence“ kitabı kalmıştır.

Bahsi geçen kitaplar günümüzü, medya kapitalizmini, gösteri toplumunu anlamak adına çok değerlidir. Neil Postman, Jean Baudrillard, Guy Debord dünyanın başına gelecekleri kronolojik olarak en az 40 yıl öncesinden söylemişlerdi. Kapitalizmin gösterisi ve bilhassa televizyonun kullanımıyla insanların, toplumların ayartılışlarını görmüşlerdi. Özellikle eğitim alanında nasıl kaybedildiğini anlatmışlardı. Fakat bu büyük insanların; okuyanı, dinleyeni pek fazla olmadı. Kitapları dahi tam anlamıyla entelektüel ortamlara ulaşamadı. Dünya 1960’lı yıllardan sonra toptan bir medya kapitalizminin esiri olmaktan kurtarılamadı. Bu kaybediliş en çok eğitim alanında yaşandı. Faşizmin klasik Avrupa’da özellikle Almanya ve İtalya’da tükenmesi ulus devlet paradigmasının gerilemesine sebep oldu. Eğitimin; ulus devlet döneminde kurucu babaları, kurucu iradeleri önceleyen “devlet için vatandaş yaratılması teorisi “; Avrupa birliği idealleri, liberalizm sayesinde zayıfladı. Ardından yaşanan 2. Dünya savaşının korkunç yıkımı öngörülenin aksine insanı güçlendirdi. Birey ilk kez en güçlü kıvamını yaşıyordu. Sadece soğuk savaşın ideolojik duvarları bireyleri engelleyebiliyordu. O da aşıldı. Hem de Doğu-Batı Berlin Duvarı’nı yıkmaya bizzat katılan M. Gorbaçov’un vurduğu çekiç darbeleri ile soğuk savaş da görünürde yok oluyordu.

Devir tamamen liberal ekonomiler devriydi. İnsanın önündeki bütün engeller kaldırılmalıydı. İnsan yüceliyordu. Fakat bu yücelmenin kapitalist zihin açısından fırsatlar yarattığını da görmemiz gerekir. Artık insandı, medya kapitalizminin kurbanı. İnsan; satış, pazarlama ve üretim unsuru oluyordu. “Çocukluğun Yitimi” derken dönüşen toplumu anlatan Neil Postman, “Normal insan kurgudur “diyen M. Foucault kadar haklıydı.

Medya kapitalizminin ürünlerini izliyorduk artık. Birinci Irak savaşını canlı yayında izleyen ve izleten kapitalizm, el yükselterek insanların bir ortamdaki yaşamlarını “pornografik” bir dürtüyle “ Biri Bizi Gözetliyor “ evlerini dikizliyordu. Bu programların ardından daha lümpenleri de doğdu. Kameralar önünde gelin seçen kaynanalara denk geliyorduk, evlilik konulu en aşağılık düzeyde televizyon programlarına maruz kalıyorduk. Kamera cam ekranın el uzuvlarıydı ve kamçılarıyla asalak haline getirdiği insanları sürülere katıyordu. Sürüler, sürülerin eğlenceleri ve gösteri toplumunun yakıtlarıydı. Herkes zengin olmalı, güzel olmalı, genç olmalı, giyimi de güzel olmalıydı. Güzellik dayatması ile güzel kavramının da içi boşalıyordu. “ Güzeli “ bulmak için yapılan aramalar, çabalar kapitalizmin ekmeğine yağ sürmekti. Bu bağlamda anlatımıma en güzel desteği Jean Baudrillard sunabilir : “ Sistem sadece zenginlik ve yoksulluk üreterek,........

© Fikir Coğrafyası


Get it on Google Play