menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sonun başlangıcı

16 31
03.02.2024

14 Mayıs 2023 seçimlerinde TİP’ten Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay hakkındaki Yargıtay kararı, geçtiğimiz salı günü TBMM Genel Kurulunda okundu ve Atalay’ın milletvekilliği düşürüldü.

Can Atalay’ın milletvekilliği düşürüldükten sonra yaptığı ilk açıklamada, "Bu da oldu, bunu da yaptılar. Anayasa’nın açık, hiçbir kuşkuya yer bırakmayan hükümlerine karşın seçilmiş Hatay milletvekilinin milletvekilliğini düşürdüler. Peki onlar ‘bitti’ dediler diye ben görevimi yapmaktan, çalışmaktan geri mi duracağım? Asla!” demesi önemliydi.

Ancak kararın hemen ertesinde yapılan yorum ve atılan adımların hepsinde Can Atalay’ın kararlı tutumu izlenmedi; konuyu hâlâ hukuk çerçevesi içinde değerlendirmekte ısrar edenlerin önerileri gündeme egemen oldu. Sıcağı sıcağına atılması gereken siyasal adımlara kafa yormak, hızlı ve etkili yöntemlerle müdahalenin yollarını açacak bir duruşun ön işaretlerini vermek yerine, Numan Kurtulmuş’un oturum sırasında yurt dışında olması üzerinde duruldu. Sanki güncel ve kritik bir önemi varmış gibi Bekir Bozdağ’ın onu kullanışlı kılan eski defterleri açıldı.

Verilen tepkilerin siyasetsizliği, Anayasa Mahkemelerinin faşizmi bertaraf etmek için kurulmuş mekanizmalar olduğunun çoktan unutulduğunu gösterdi. Anayasal kurumların Anayasa’da öngörüldüğü şekilde işleyişinin iktidar tarafından bilinçli ve sistemli bir biçimde engellendiği koşullarda, muhalefetin durumun ciddiyetinin bilincinde olmadığı bir kez daha hissedildi. Hal böyleyken, sorunu hukuk tekniği içinde tartışmaktan bıkmayanların gayretkeşliği akla “Tayyip........

© Evrensel


Get it on Google Play