Kitlelerin yolsuzluk tepkisi siyasete nasıl yansıtılabilir?
‘Yolsuzluk’ kavramı, sözlükte ‘Bir görevi, bir yetkiyi kötüye kullanma, yasaya, kurala, yönteme aykırı iş yapma’ olarak tanımlanırken, bir başka yerde ‘Kamu gücünün özel menfaatler için kötüye kullanılması’ olarak tanımlanıyor. ‘Yolsuzluk’ Türkiye’de uzun yıllardır çok sık kullanılan ve üzerinde en çok söz söylenen kavramlardan belki de birincisi. Kamuoyu yoklamalarında siyasi görüşü ne olursa olsun, oy verenlerin en çok dile getirdiği kavram ‘yolsuzluk’ olsa da Türkiye’de yolsuzluk ve usulsüzlük halinin kitlelerce kanıksandığı, tepki gösterilmediği gibi bir söylem geliştiriliyor. Sosyal medya mesajlarından aile içi sohbetlere ve hatta siyasetçilerin sitemlerine kadar ‘yolsuzluk’ gerçekliğini kabullenip, bununla yaşamak zorundaymışız gibi bir algı öne çıkarılıyor.
Memleketin hal ve gidişi üzerine endişelenen, genişleyen açlık, yoksulluk ve buna paralel olarak herkesin gözleri önünde gerçekleşen hırsızlığa kederlenenlerin aklındaki şu iki temel soru cevap bekliyor:
Gizlenmesi için çaba gösterilme ihtiyacı bile duyulmayan yaygın yolsuzluğa gösterilen tepki nasıl kitleselleşir ve görünür hale getirilebilir?
Bunca yoksulluk varken, geliriyle en basit ihtiyaçlarını karşılayamayanların öfkesinin serzenişlerde ve sosyal medya ortamlarında erimek yerine siyasal enerjiye dönüşmesi için ne yapılabilir?
***
Yolsuzluk konusunda yapılan araştırmaların başında ülkeler arası karşılaştırma ve sıralamaya dayanan ‘yolsuzluk indeksleri’ geliyor. Bunlardan bir bölümü akademisyenler, risk analiz uzmanları, iş insanları ve siyasi yorumcuların ülkelerindeki yolsuzluk düzeyi üzerine görüşleri üzerinden vücut bulan indeksler. İstatiksel veriye dayanmaktan çok kişisel görüş ve yoruma dayandığı ve emekçiler açısından bilineni tekrar ettiği için, bunların yolsuzluk........
© Evrensel
visit website