menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

TANZİMAT DÖNEMİ

3 1
02.08.2024

Ne zaman ki Osmanlı devleti güç kaybına uğrar, işte o zaman İngiliz entrikası devreye girip bağrımızda uzun yıllar birlikte yaşadığımız gayrimüslim azınlıklar üzerinden kışkırtıcı siyaset izlenmeye başlanır. Öyle ki bu tür entrikaların ilk işaretlerini Babıâli baskınıyla padişahın yetkilerini kısıtlamaya yönelik bürokratik hükümet girişimlerinde görmek pekâlâ mümkün. Yani bu demektir ki, bugünkü manada başbakanlık denen sadrazamlık makamı padişahtan bağımsız bir güç olacaktır. Zaten Tanzimat bunun için vardı. Avrupalılara hoş görünmek adına ilan edilen bir fermandır bu. Hoş göründüler de peki ne oldu, o çok övündükleri Tanzimat reformlarının arka planında İngiliz elçisi Lord Straford Canning’in varlığı ortaya çıkar. Ki; bu tam manasıyla utanç verici bir durumdur. İşte bu yüzden Tanzimat denildiğinde satıh üstü batıcılık gütme davası olarak aklımıza takılır hep. Nitekim Babıâli’nin batılılaşma çığırtkanlığı ve hevesi bunu teyit eden bir durumdur. Düşünsenize o yıllarda bürokrasinin durumuna, hem halktan hem de saraydan kopmuş haldeydiler. Keza kültür alanında da öyleydi. Edebiyat desen gölge edebiyattı, düşünce desen o da gölge düşünceydi. Tanzimat edebiyatı ile Servet-i Fünun edebiyatı arasındaki farka baktığımızda ise Tanzimat edebiyatının devlete karşı bir edebiyat olduğu, Servet-i Fünun edebiyatının da topluma karşı bir furya edebiyat olduğu görülür. Zaten Tanzimat reformunu tetikleyen furyaların batıdan aktarma formüller olduğu gayet net açık ortada idi. Öyle ki Tanzimat fermanında geçen umdeler bu toprakların kültüründe sanki yokmuş gibisine Yavuz hırsız ev sahibini bastırırcasına reform diye yutturmaya kalkışmışlardır. Tabii hal vaziyet böyle olunca da bu süreçte merkezle kenar arasında taban tabana zıtlaşmanın nüksetmesi kaçınılmaz hal almıştır.

Malumunuz III. Selim dönemi Tanzimat’a egemen olan düşüncenin ilk habercisidir. Zira onun döneminde Fransızların cazibesine kapılmışlık söz konusuydu. Öyle ki Fransa burjuvazisinin iktidarı ele geçirmek için kullandığı bir takım moda kavramların etkisiyle yeni düzen peşinde koşma hevesinde olan III. Selim, gerilemenin nedenlerini Medreseye bağlamıştı. Derken tarihin ivmesi gericilik ve yenilik ekseni üzerinden ilerleyip bu durum iç huzursuzluğa yol açacaktır. Nitekim II. Mahmut’ta yenilik adına tahta oturacaktır. Oysaki “yeni” demekle yenilik olunmuyor, illa yenilikten söz edilecekse, pekâlâ felaketler de “yenilik” olarak nitelenebilir. Hele yenilik kavramı bir kere ağza alınmaya bir görsün, bir bakıyorsun III. Selim hemen gerilemenin nedenini Medreseye bağlarken, II. Mahmut da Yeniçeri ve Bektaşiliğe........

© Enpolitik


Get it on Google Play