Yapay zekâ treni kaçmadan
A. Levent Alkan
Şirket üretkenliği Euro bölgesinde nal toplarken, ABD de kararlı adımlarla ilerliyor. Her zaman biz geç kalmıyoruz, onlar da geç davranıyorlar. Bizim farkımız kaçan trenin farkında dahi olmamamız. Mario Draghi kapsamlı bir AB rekabet raporu için özet bir sunum yaptı. Geç ve zor karar almasıyla bilinen Avrupa Merkez Bankası (ECB) bu kez Eylül’deki toplantısında öncül davranıp politika faizini 25 baz puan aşağı çekti. FED’le arasında 175 baz puan fark yaratmış oldu. Konu rekabet olunca, çok daha farklı teşvik mekanizmaları devreye girer. Euro Bölgesi 2008 küresel sistemik krizinden borç krizi yaşadı. Ukrayna Rusya savaşına sağladığı destekle ekonomileri büyümesini durdurdu. Çok kutuplu yenidünyada oyun kurucu rolünü kaybetti. Tek kutuplu dönemden kalan göçmen yükü altındaki ekonomi, iç siyaseti de sağa çekiyor.
Kaynak: Compustat, Ghandi vd. (2020) ve IMF çalışanlarının hesaplamaları
Hem FED’in hem de ECB’nin faizleri aşağı çekme rotası 2024’ün son çeyreği ve 2025 yılı boyunca devam edecek. Amaç istihdam sağlayan bir büyüme ivmesini desteklemek olacak. Bu nedenle de, şirket üretkenlikleri korunmaya çalışılacaktır. Şirket üretkenliği derken kastettiğimiz, kaynakların ne ölçüde verimli kullanıldığının ölçümü demek istiyoruz. Üretkenlik; işgücünü, sermayeyi ve teknolojiyi kullanma becerisi olarak belirginleşiyor. Üretimin herhangi bir zaman diliminde, girdiler çıktılara ne hızda dönüyorsa, şirketler o ölçüde üretken ve o boyutta verimlidirler. Üretkenliğin bir diğer yüzüyse, en düşük kaynakla en yüksek çıktıyı elde edebilmektir. Üretkenlik, düşük kaynak kullanımının, karlılığın, rekabet üstünlüğünün bir sonucudur. Bugün üretkenlik AB için aşağı, ABD için yukarı trende dönüşmüş durumdadır. Gerçi satın alma gücü paritesine (SAGP) göre Euro Bölgesi, ABD ile eşit milli gelire sahiptir. Farklı olan şirketlerinin karakteristik özellikleridir. Euro........
© Ekonomim
visit website