menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Tarkan ve işyeri yönetme iddiasında olanlar

11 21
01.02.2024

Hiçbir insanın kimliği, kişiliği, görgüsü ve bilgisi konusunda önyargı oluşturmamaya özen göstermeliyiz. Bir ses sanatçısının da “kitap okumayan birisi” olabileceğini düşünmek zihnimizin çemberlerinden teğet bile geçmemeli. Tarkan gibi işiyle ilgili iyi eğitim almış, doğal yeteneğinde güzel bir sese sahip insanı önemsememek kendi egomuzu aşırı şişirmek olur ki, bana göre bizleri insani değerlerden uzaklaştıran zaafların en büyüğü egomuzu şişirmek, kendimizle çok fazla meşgul olmaktır.

Tarkan’la ilgili satırları neden yazma ihtiyacı duydum?

Yıllar önce bir gazeteci Tarkan’a sormuştu:

- Kitap okuyor musunuz?

Ünlü ses sanatçısının yanıtı zihnimin derinliklerine kök saldı:

- Ben topluma açık bir iş yapıyorum. Kitap okumazsam kendimi nasıl geliştiririm?

Tarkan’ın yanıtı, iş yeri sahibi olanların, işyerlerinde profesyonel görev yapanların, özellikle de karar verme noktasında bulunanların, topluma dönük bir sorumlulukları olduğunu asla unutmaması gereken hatırlatmadır.

Hatırlatılan gerçeklik, işyeri sorumlularının değişen koşullara uyum göstermek için okuma zorunda olduklarının net bir anlatımıdır.

İş insanları kısa mesaja dayalı iletişimle yetiniyor; birkaç dakika sonra unutulan tv yorumlarını aşamıyor; gazetelerin başlıklar ve alt başlıklarını okumakla yetiniyorsa, vasatlık aşılabilir mi? Düşünce geliştirmek için yatırım yapılmıyorsa, yaratmak istediğimiz sonuca ulaşılabilir mi? Toplumsal yarar üreten anlamlı bir izlendiği iddia edilebilir mi?

İş insanın okuma sorumluluğu ne denli önemli ise, iş insanına dönük yazı yazanların, görsel medya yorumu yapanların, toplantılarda durum değerlendiren herkesin sorumluluğu daha da büyüktür. İş insanlarıyla olan iletişimlerimizde megafonluk yapar, kendimizden hiçbir değer katmadan günü kurtarmanın peşinde savrulmaya kendimizi kaptırırsak, bireysel ve kamusal ahlâk açısından da olmaması gereken yerle savruluruz.

Bakış açımızı özetle anlattıktan sonra, bu sütunda yazacağımız birkaç yazının merkez düşüncesini özetleyelim: Yaklaşık yarım yüzyıldır sahada iş insanlarının sorunlarıyla ilgileniyoruz. Hiçbir dönemde, “Belirsizlik, hızla çaresizliğe dönüşüyor” genellemesinin bugünkü kadar yaygınlık, yoğunluk ve derinlik kazandığına tanıklık etmedik. Belirsizlikle ilgili bu olumsuz algının “çaresizliğe” dönüşmemesi için neler yapılması........

© Ekonomim


Get it on Google Play