Sihirli fener
Sihirli fener gösterisi, geçmiş dönemlerde çoğu zaman eğlence amacıyla kullanılan bir gösteriydi. Aslında bugünün televizyonuna benzer şekilde kullanılıyordu ve hayal gücünde simülasyonlar yaratıyordu.
Jung gibi psikologları tarafından kullanılan "yansıtma" metaforunun, bu sihirli fener gösterilerinden esinlendiği iddia edilir.
Sihirli fenerin içindeki görüntü, dışarıya yansıtıldığında sanki oradaymış gibi görünür ama bu sadece görüntüdür, gerçeğin kendisi değil. Yine de ikisini birbiriyle karıştırmak mümkündür.
Peki sihirli fener gösterisinden çıkmanın, görüntü ile gerçeği ayırt etmenin bir yolu var mı? Jung ve Schopenhauer, cevabın ‘‘evet’’ olduğunu savundu. Bu da sihirli feneri komple rafa kaldırmak değil, projeksiyon ve gerçeği ayırt etmenin yollarını bulmakla ilgiliydi.
Yani bildiğimizi sandığımız şeyler ile gerçekte bildiklerimiz arasındaki farkın farkına varmak, görüntü ve gerçek arasındaki ayrımı yapabilmenin ilk koşulu. Schopenhauer'e göre kendi projeksiyonlarımız ve temsillerimizin gerçek olduğu konusunda ısrar etmek yerine, karşılaştığımız şeylere dikkat edip yerleşmiş düşünce alışkanlıklarımızın farkında olmalıyız.
Benzer bir durum ve farkındalık ihtiyacı piyasalarda da önemli. Baktığımız endikatörler, kullandığımız modeller, yapılan projeksiyonlar ve tahminler var ama bunların hiçbiri gerçeğin kendisi değil. Hatta varlık fiyatları da çoğu zaman gerçek değeri yansıtmıyor. Bunların farkında olmak ve her zaman açık fikirli kalabilmek önemli.
Asıl olan, varlık sınıflarının performansını en fazla etkileyen şey yatırım konjonktürünün veya ortamın ne olduğudur. Konjonktürün neresinde olduğumuza bağlı olarak, yatırımcının nasıl davranması gerektiği daha net şekillenir. Bu konjonktürün de gerçekte tam olarak ne olduğunu hiçbir zaman kesin olarak bilmek mümkün değil ama yansımalarından yola çıkarak tahminler yürütmek mümkün.
Şu anki konjonktürün ne olduğu, ileride ne olacağından daha önemli. Bu anlamda ekonomiyi çoğu zaman doğru tahmin etmek mümkün değil ama yatırım stratejisi açısından makul olan, konjonktürü artan veya düşen olasılıkları yol boyunca değerlendirmek ve buna göre konuşlanmak.
Bu bağlamda, Ekim sonu Kasım başı gibi başlayacak konjonktürün “Goldilocks” yani ne aşırı ısınan ne de resesyon görüntüsü veren, enflasyonun gerilediği olumlu bir yatırım ortamı olmasını bekliyorduk. O tarihten bu yana varlık sınıfları, hisse senetleri, bonolar, değerli metaller sürekli olarak yükseliş kaydetti. Bir süredir içinde bulunduğumuz ‘‘Goldilocks’’ rejimi devam ediyor ama gelişmiş ülke hisse senetlerinde, özellikle ABD’de de bazı aşırılıklar göze batıyor ki bu kısa vadede bir düzeltme riskini artırıyor. Tekrarlama pahasına da olsa konjonktürün ne olduğunun özellikle orta vade açısından daha önemli olduğunu onun da henüz değişmediğini belirtelim.
Aşırı iyimserliğe işaret eden veriler arasında ABD orjinli bir yatırım bankasının her ay düzenlediği anketlerin sonuncusunda, fon yöneticilerinin nakit oranını Ocak 2022’den bu yana en düşük seviyesine gelmiş olması, put/call rasyosunun 0.5 civarı gibi düşük bir seviyeye gerilemesi,........
© Ekonomim
visit website