Fintech ve kripto para Mehmet Ali Erbil kurallarını benimsedi
Türkiye kripto paranın iyi ya da kötü olduğuna karar veremediğimiz bir ülke. Herkes bir regülasyon beklentisi içindeyken dijital ödeme araçları cashback ile finans yerine iyilik meleği sektöründe faaliyet gösteriyor. Kripto para borsaları da bu yola girmiş görünüyor.
ATM’lerden çektiğimiz paraların gıcır gıcır olmasının yeni para basma arzusuna işaret ettiği Türkiye benim zihnimde token’ların alışveriş aracı olarak kullanılmasını engelleyen regülasyonu ile kazılı. İşe yaramayan ve sadece iyilik yapmaya dayanan garip bir finans modelinde ilerlerken bu araçların ve kuruluşların Türkiye’nin damarlarında dolaşan likiditeyi artırıp ülke ekonomisini canlandırma noktasında oynayabileceği rol eksik kalıyor. Hayatın içinde olmak ve bülten okumak bu konuda yeterli bakışı sağlıyor.
İstanbul’da metroda seyahat ederken, yakın geçmişte T-Bank’ın hisselerini almak için anlaşmaya vardığını açıklayan Papara’nın cashback yani iskonto ya da geri ödeme teklifleri ile karşılaşıyorsunuz. Karşılaşıyordunuz demek daha doğru çünkü birkaç hafta geçmiş durumda. Hemen arkasından Akbank’ın Axess’teki chip para kampanyasının reklamı dönüyordu. Örnekler çok daha fazla ama reklam ekranına girenler yeterli. Herkes harcama yapanlara iadede bulunmak için çıldırıyor.
Buna eşlik eden bir mekanizma süpermarket zincirlerinde işliyor. Bir fiyat etiketinde fiyatı 189 lira olan ton balığı konservesinin indirimde 89 liraya satıldığını görüyorsunuz. Üstelik regülasyonun emri ile bu ve diğer ürünler indirimli fiyatları ile satılmadan önce bir süre yüksek fiyattan teşhir edildikleri için fiyatın yüksek olduğu izlenimi yaratılıyor. Ancak ürünlerin indirimli ürünlere ayrılmış raflarda durması indirime gireceğini ve daha düşük fiyattan satılacağını gösteriyor. Yine de müşteriler indirime giren ürünleri alıp eve yığmaya yönelik bir alışveriş çılgınlığı içinde değiller. İhtiyaçları olan ürünü fiyatı düştüğünde alıyorlar. Bu da bir iyilik misyonu gibi işliyor.
Mahalle esnafı ise, bu sistem içinde varlığını sürdürmek hedefiyle içeriye müşteri çekebilmek için kapının önünde duruyor ya da içeride oturup mobil uygulamalar üzerinden finansal işlemler yaparak elindeki parayı değerlendirmeye çalışıyor.
Bütün bu finansal dünya veya dünyalar, Türkiye ekonomisinin Mehmet Ali Erbil kuralları üzerine kurulu bir hale geldiğinin işaretlerini sunuyor. Erbil, Çarkıfelek’te stüdyodaki yarışmacılar veya telefonla bağlananlarla yarışırken hep “Bir yardımcı olsanız Mehmet Ali Bey” sözü ile karşı karşıya kalıyordu. Nerdeyse bütün yanıtları vererek hediyeyi ikram eden Erbil’in yaptığı iş, zaman zaman kendisini sıkıp tepki göstermesine neden olsa da neredeyse her arayana kazandırması, “Mehmet Ali yine bir garibanı sevindirdi” diyen rahmetli annemi müthiş mutlu kılıyordu. Ve annem her gün o programı kaçırmadan seyrediyordu.
Bu dinamik, Türkiye ekonomisinin ve siyasetinin zeminini oluşturuyor. Türkiye’de kripto para pazarının yakında regüle edileceği beklentisi ile faaliyetlerine hız veren kripto para borsalarının aynı zamanda yukarıda anlattığım türden bir fiyat belirsizliği ve finansal getiri yaratma ihtiyacı üzerine kurulu bir ekonomik yapı oluşturmuş bir ülkede faaliyet gösterdiğini bilmesi gerekiyor. Aslında bunu söylemeye gerek........
© Ekonomim
visit website