Anlaşamamak üzerinde anlaşmak
Türk ve Yunan hükümet başkanlarının samimi bir hava içinde buluşarak ülkelerinin dost olduğunu ve sorunlarını barışçıl yöntemlerle çözeceklerini ilan etmelerinin üzerinden bir haftadan fazla zaman geçti. Bu gelişmeler ilgi çekici bir dönüşüme işaret diyor. Bir süre önce Başbakan Miçotakis Amerikan kongresinde yaptığı konuşmada Türkiye’den yakınmış, Cumhurbaşkanı Erdoğan da Miçotakis diye birini tanımadığını beyan etmişti. Bu sözleri adeta yalanlarcasına, görüşmelerine sıcak bir hava hakim oldu. Ancak bu çelişkili davranışlara fazla şaşırmamak gerekiyor. Yunan liderleri, kendilerini uluslararası ortamlarda komşuları Türkiye’yi şikayet etmekten alıkoyamıyorlar. Türk Cumhurbaşkanı ise ülke içindeki yandaşlarını memnun edecekse, dış dünyadaki rakipleri hakkında abartılı eleştirilerden kaçınmıyor.
Gerçekte neler oluyor dersiniz? İki tarafı da, kısa sürede ulusal seçim beklemediğinden, ilişkilerini dostane ve barışçıl biçimde yürütebilecekleri bir ortam var. Türkiye’nin komşusuna dönük olarak kullandığı yüksek sesli tehditkar ifadeleri kısması için güçlü nedenler bulunuyor. İlkin, iki komşu NATO çerçevesinde müttefik durumundalar. Başta ABD olmak üzere diğer hiçbir müttefik, iki üye arasında gelişen bir çatışmayı hoş görmeyecektir. Aynı derecede önemli olarak, AB üyesi olan ülkeler, bir çatışmada teşkilata üye olan ülkenin desteğine koşacaklardır. Şu sıralar AB ile kavga için uygun bir dönem değildir. Türk ekonomisi sallantıdadır ve özellikle Batı Avrupa sermayesini ülkeye çekebileceğini ümit etmektedir. Türk ürünlerinin en büyük pazarı AB’dir. Ayrıca, Türkiye AB ile genişletmek ve iyileştirmek istediği Gümrük Birliği ilişkisi içindedir.
Bir başka husus, Doğu Akdeniz’de münhasır ekonomik bölge........
© Ekonomim
visit website