Geçen Cuma Brüksel’deki oylama neden ertelendi?
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin temsilcileri geçen Cuma günü şirketleri hedef alan tedarik zinciri yasasını (Corporate Sustainability Due Diligence Directive-CSDDD) oylayacaklardı. Hükümetteki Hür Demokratlar düzenlemeye karşı çıkınca, Almanya oylamaya katılmayacağını açıkladı. İtalyanlar zaten aynı kanıdaydı. Fransızlar da öyle. Düzenlemeye AB ülkelerinden yeterli destek olmadığı anlaşılınca konu gündemden çıkarıldı, oylama ertelendi.
Hani “yeşil mutabakat, AB’nin yeni büyüme stratejisiydi”? Şimdi artık iş ciddileştikçe, şirketlere yükümlülükler geldikçe konu gündemden mi düşecek? Sanmıyorum. Ama süreç yönetimi ile ilgili bir tartışma kaçınılmaz duruyor. Önce ne olduğuna sonra da bunun olası sonuçlarına kısaca bir değineyim.
Nedir bu? Hatırlayacaksınız daha önce Almanya’da şirketlere yükümlülük getiren “değer zincirlerini insan hakları ihlalleri ve iklim değişikliği gündemi ile uyumlu olarak işletmek için gereken azami özeni gösterme” düzenlemesi yapılmıştı. Buna göre, şirketler kendi küresel değer zincirlerini işletirken insan hakları ve çevre koruma ihlalleri konusunda azami özeni göstereceklerdi. İşte ertelenen oylama bu düzenlemenin AB düzeyine genişletilmesine ilişkindi. AB ülkelerindeki şirketlerin kurduğu küresel değer zincirine katılacak başka ülkelerdeki partnerlerin “uygun” olduğuna şirketler bir nevi kendileri kefil olacaklardı. Gereken çoğunluk sağlanamadı.
Ne demek? Bir sürede beri, Türkiye dahil, gelişmekte olan ülkelerde faaliyet gösteren şirketler AB’deki muhataplarından “karbon ayak izinizi ölçtünüz mü?” mealinde mektuplar alıyorlardı. Bundan böyle bunlara, “Metan salımlarınız nasıl?, “Çocuk işçi çalıştırıyor musunuz?” gibi soruları eklemek gerekecekti. Küresel değer zinciri kurmak isteyen büyük şirketlerin başka ülkelerdeki partnerlerinde araması gereken şartlar ile bu şartları teyit etmek için yapılması gerekenler listesi genişliyordu.
Konu, şirketin yükümlülüğü olarak tanımlanınca mesela Nijerya’yı içeren bir değer zinciri kurmak isteyen bir AB şirketinin önce o kriterlere uyan muhatabı kendisinin bulması ve konulan kriterlere uyduğunu kendisinin teyit etmesi gerekiyordu. Partnerinize kefil olacaksınız denilen o işte.
Almanya, işte bu oylamaya katılmamaya karar verdi. Düzenlemenin yoluna devam etmesi için bu ilk toplantıda 15 ülkenin desteği gerekiyordu. Olmadı. Tek gözlemle sonuç çıkartmamak lazım. Doğru. Ancak ortadaki tartışmanın da farkında olmak lazım. Aslında iklim değişikliği gündeminde yine bir halden diğerine geçiyoruz. Sürecin ciddileşmesiyle birlikte, sürecin tasarımına artık şirketler ve iş dünyası da müdahil oluyor.
Bundan sonra, 2030’da içten yanmalı motorin kullanan........
© Ekonomim
visit website