Ekonomik güvenlik için NATO bize yeter mi?
Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü’nün (NATO) 75. yılı için liderler bu hafta Vaşington’da bir araya gelecekler. NATO, 1949 yılında kuruldu. Aslında Türk-Amerikan iş birliğinin başlangıcı daha öncelere gidiyor. JAMMAT’ın (Joint American Military Mission to Aid Turkey-Türkiye’ye Yardım için) Ankara’da resmen kuruluşu 1947’lerde. Türk-Amerikan ilişkileri soğuk savaş atmosferinde esasen hep askeri iş birliği etrafında şekillendi.
Halbuki Saturday Evening Post Gazetesi’nden Isaac Marcosson’un 1923 tarihli Ankara ziyareti makalesini okursanız başlangıçta Mustafa Kemal’in hiç de öyle düşünmediğini hissetmek mümkün.
İstanbul’dan Ankara’ya 57 saatlik bir yolculuk ve bin bir zorlukla gelen Amerikalıyı Mustafa Kemal Paşa “Geldiğinize çok memnun oldum. Biz Ankara’da daha çok Amerikalı görmek istiyoruz, hayallerimizi en iyi onlar anlarlar” diye karşılıyor.
Marcosson’un “Amerika, Türkiye’ye nasıl katkıda bulunabilir?” sorusuna ise “Bundan sonra mücadelenin siyaset değil, ekonomi alanında” olacağının altını çizerek cevap veriyor. Türk-Amerikan ekonomik iş birliğinin “üretim ve tüketim dünyasında yerini almak isteyen Türkiye” için öneminin altını çiziyor, somut örnekler vererek. Doğrusu ben bu röportajı tekrar tekrar okumayı seviyorum. Çok öğretici oluyor.
Atatürk’ün 1923 yılında altını çizdiği ekonomik iş birliği yerine, 1947’de JAMMAT kuruluyor. Tam 24 yıl gecikme ile. Sonra Türkiye NATO’ya giriyor 1952’de. JAMMAT 1958’de JUSSMAT oluyor.
NATO savaş sonrası toparlanmada Türkiye dahil müttefiklerin tüm imkanlarını ekonomik toparlanmaya odaklamasını sağlıyor aslında. Almanya ve Japonya gibi ülkeler Amerikan askeri güvenlik şemsiyesi altında ekonomilerini güçlendirme fırsatı buluyorlar. 1989’da Berlin duvarı yıkılıyor ve soğuk savaş sona eriyor.
Ancak 1990 ve sonrasında küreselleşme süreci hep aynı NATO’nun merkezinde yer aldığı Amerikan güvenlik şemsiyesi altında yoluna giriyor. Tehdit tanımları değişiyor. Sovyet tehdidi yerini devlet olmayan........
© Ekonomim
visit website