menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Rerum Novarum

84 1
16.04.2024

Ne zaman ki Dreyfus Olayı Fransa’yı ikiye böldü, Katolik entelektüel ayrı bir kategori olarak ortaya çıkabilir hale geldi. Sosyalist akımların ve işçi hareketlerinin güçlenmesi, Avrupa’yı sendikal gücün ve seçim başarıları giderek artan Marksist olma iddiasındaki sosyalist partilerin rüzgârının sarsmaya başlaması ortamı değiştirmişti. Örneğin Rerum Novarum –Papa Leo XIII tarafından yazılan ve büyük değişiklik yaratan, işçi sınıf sorununu kabul eden bildirge- Katolik dünyasında bir yenilikti; ama tezleriyle ama tezlerinin inananlar ve düşük rütbeli din adamları arasında neden olduğu sonuçlar adına. Avrupa’da hiç etki yapmadıysa dahi –ki yapmıştır- Latin Amerika’da sıradan papazlar arasında sola sempati yarattığı için bile önemlidir.

Rerum Novarum 1891 yılında yükselen sola karşı –aynı zamanda kapitalizmin yarattığı gözle görünür sefalete vicdanen kayıtsız kalınamayacağı için- Katolik Kilisesi’nin cevabıdır. Ruhbana gönderilmiştir ve Holy See –Papalık- imzasını taşır. Holy See aslında tam olarak papalığın kendisi değil bir ofisidir ancak pratikte otorite aynıdır. Bildirge işçi sınıfının durumunun iyileştirilmesinden bahseder; aynı zamanda işçi sınıfının ayaklanmamasını tavsiye eder. Papa Leo XIII bu kilise içi mektuba “İşçilerin durumu” başlığını koymuştur: Rerum novarum de conditione opificum. Özel mülkiyet kabul edilirken, işçi sınıfının fakirliği ve sefaletine çare bulmak gerektiği, sendikalaşmanın caiz olduğu, pazar günleri çalışılmayacağı fakat bu izin gününün dine uygun geçirilmesi gerektiği bildirilir.

Sadece Katolikler değil Protestanlar da sosyal politika, işçi sınıfının durumu, örgütlenme ve temsil hakları konularında –elbette işçileri Sosyal Demokrasi’ye (sosyalizme) kaptırmamak amacıyla da motive olan- tartışmalar yapmışlar ve örgütlenmişlerdi. Evangelische-Soziale Kongress böyle doğmuştu. Bu örgütlenmeler Kaiser Wilhelm II’nin 1890 yılında yaptığı bir konuşmayla başlamıştı. Devlet açık baskı politikasından vazgeçiyordu. İlginç olan akademinin yıldızlarının harekete genel bir katılım göstermesidir. Üstelik 1892-1897 arasında Almanya’da örneğin Max Weber’in de uyum içinde olduğu “Cultural Protestant” (kulturprotestantisch) eğilim Evangelisch-soziale Zeitfragen gibi bir çerçevede Evanjelik-Sosyal Harekete teolojik bir damar........

© Ekonomim


Get it on Google Play