Yeni bir yıla başlarken
Adettendir; yılın ilk yazılarında yeni yıl için dilekler bildirilir. Ben de bu geleneğe uyacağım. Bu yıl ülkemiz için sadece iki hayati konuda dilekte bulunacağım. Bu hafta değineceğim konu, eğitim olacak. Gelecek hafta da hukuk. Gerçi dileklerimin gerçekleşme olasılığı çok yüksek görünmüyor. Ama yine eski atasözlerinin hikmetine sığınarak “Çıkmadık canda umut vardır” diyorum. “Bakarsınız “Titreyip silkinip” sağduyuya döneriz.
Yıl 1921. Kütahya-Eskişehir Savaşları tüm şiddeti ile devam ediyor. İşte böyle bir atmosferde 15-21 Temmuz tarihleri arasında Ankara’da “Maarif Kongresi” toplanmış. Amaç, yeni eğitim sisteminin esaslarını belirlemek. Kongreye Anadolu’nun çeşitli illerinden kadınlı erkekli 200’ün üstünde öğretmen katılmış. Ancak kongre başlamadan bir kaç gün önce Maarif Vekili Hamdullah Suphi yanında Mahzar Müfit Bey ile birlikte Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa’ya gitmişler. Hamdullah Suphi Bey, Mustafa Kemal Paşa’ya şöyle demiş: “Mazhar Müfit Bey’in başkanı olduğu Öğretmenler Derneği, birkaç gün sonra Ankara’da toplanacak. Fakat Fevzi Paşa’yı (Genel Kurmay Başkanı) dinleyince tereddütte düştük. Savaşın yoğunlaşacağı anlaşılan bir sırada böyle geniş bir toplantı size ayak bağı olabilir. Uygun görürseniz erteleyelim.” Mustafa Kemal Paşa bu teklife şöyle cevap vermiş: “Cahillikle, ilkellikle savaş, düşmanla savaştan daha az önemli değildir. Toplantıya katılacağım ve konuşacağım”.
Mustafa Kemal Paşa Kongre’de konuşarak şöyle demiş: “Gerçi bugün maddî manevi güç kaynaklarımızı, millî sınırlarımız içindeki memleketlerimizde işgalci bulunan düşmanlara karşı kullanmak zorundayız. Memleket kültürü için ayrılabilen şey, gelecekteki eğitimimize dayanak olacak bir temel kurmaya yeterli değildir. Ancak yeterli şartlar ve araçlara sahip oluncaya kadar geçecek savaş günlerinde bile dikkatlice hazırlanmış bir millî eğitim programı oluşturmaya ve var olan eğitim teşkilatımızı bugünden daha yararlı bir faaliyetle çalıştıracak ilkeleri hazırlamaya zaman ayırmalı ve çalışmalıyız.”
Düşünün, kurtuluş savaşı verilirken bile eğitim kongresi toplanacak derin bir bilinç ve inançla eğitim savaşına girilmiş bu ülkede. Eğitim adına önemli başarılar elde edilmiş. Ancak şu anda eğitim, üstüne acilen eğinilmesi ve çözüm bulunması gereken bir sorun haline gelmiş durumda.
Eğitim uzun dönemli yatırım demektir. İlkokul öncesi eğitimi de düşünürseniz bir çocuk 4 yaşında eğitim sistemine girmekte ve 18 yıl sonra üniversiteden mezun olarak sistemi terk etmektedir. Bu çocuğun eğitimine yön verecek eğitim sistemi stratejik düşünülerek planlanmalı ve bu plan uygulanmalıdır
Eğitim sistemi için önce doğru hedefi koymak gerekir. Cevaplanması........
© Ekonomim
visit website