Bir insanlık borcu
Bir anı
Çanakkale-Ayvacık yolu yormuştu. Yol duble yol, ama arabayı otomatik seyir hızına bağlayıp gidemiyorsunuz. Çünkü o kadar çok yol ayrımı var ki. Eğer benim gibi trafik kurallarına uyan birisi iseniz her ayrımda hızı düşürüyor ve sonra artırıyorsunuz. Üstelik bazı yerlerde hız kısıtlamasının bittiğini bildiren işaret de yok. Şimdi düşünün: hızınızı 50 kilometre altına düşürmüşsünüz. Öylece gidiyorsunuz. Ortada bir canlı ya da yandan giriş yok ama siz öylece gidiyorsunuz. Ancak bir dizi hız azaltma levhalarını “90, 70, 50” görünce ya da sizi hızla geçenler olunca anlıyorsunuz ki, hız normale dönmüş. Peki, ben niye hâlâ 48 kilometre ile gidiyordum diye düşünmekten, kendinizi sorgulamaktan yoruluyorsunuz. Bir de arada Ezine girişi ve çıkışı var. Şehir girişlerine elektronik hızölçer konmuş. Evet, yerleşim bölgesi, azami hız 50 km. Ama hızölçer, Japon turist gibi; her gördüğü araba için fotoğraf çekiyor. Örneğin, hızınız 48 km idi; ama flaş patladı fotoğraf çekildi. Merak ediyorsunuz: acaba alet mi bozuk yoksa benim arabanın hız göstergesi mi? İşte böyle geçen bir yolculuk beni yormuştu.
Ayvacık’a girince hadi bir yorgunluk kahvesi içelim dedik. Her zaman önünden geçtiğimiz kahve önünde durduk. Bir masaya da biz........
© Ekonomim
visit website