AB Sınırda Karbon Vergisi ve Çelik Sektörü
Dünya ekonomisinin temel yapı taşlarından biri olan çelik sektörü, sürdürülebilir ekonomiye geçişte oldukça kilit öneme sahip. Dünya ham çelik üretimi yaklaşık 1,9 milyar ton ve bunun yaklaşık 1 milyar tonu Çin tarafından üretiliyor. Çin hükümeti, üretiminde kullanılan enerjinin büyük ölçüde kömüre dayandığı çelik sektörünü karbondan arındırmaya çalışıyor. Zira iddialı iklim hedefleri olan ülkeler alternatif tedarikçilere yöneldikçe sektördeki hakimiyetini kaybetme riskiyle karşı karşıya. AB'nin çimento, demir, alüminyum, gübre, elektrik, hidrojen ve tabii ki çelikten başlayarak karbon yoğun ithalat emisyonlarına yönelik 2026 başında tahsil etmeye başlayacağı sınırda karbon vergisi uygulaması Çin başta olmak üzere AB pazarına mal satmak arzusunda olan tüm tarafların rekabetçiliği açısından endişe yaratan önemli bir konu. Vergi 2026'da yürürlüğe girecek, ancak geçiş aşamasında raporlama süreci devam ediyor. Buna ilişkin bir başka endişe, AB'nin kararının benzer önlemleri uygulayan ve daha geniş bir ürün yelpazesine sahip diğer ülkeler tarafından benimsenme ihtimali. Böyle bir gelişme, Çin açısından olumsuz sonuçlar doğurabilir. Aralık ayında İngiltere, 2027 yılına kadar kendi karbon ithalat vergisini uygulamaya koyacağını duyurdu. ABD ve Japonya gibi birçok başka ülkenin de benzer önlemler alma ihtimali söz konusu. Avrupa için, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'nın (SKDM) uygulamaya konması, küresel ticaret için giderek daha kırılgan hale gelen bir ortamda Avrupalı şirketler tarafından çok ihtiyaç duyulan bir dengeleyici düzenleme olarak değerlendiriliyor. Ayrıca SKDM, Paris Anlaşması’nın ideal hedefi olan, atmosfer sıcaklık artışı 1.5oC ile sınırlı kalacak biçimde emisyonları düşürmek için gerekli bir önlem olarak, daha geniş karbon fiyatlandırmasına yönelik öncü bir uygulama olma özelliğini de taşıyor.
Batılı politikacılar, yeşil geçişi desteklemek için gerekli hammaddeler açısından Çin'e aşırı bağımlılık konusunda ciddi endişe duyuyorlar. Dünyanın en yaygın kullanılan metalleri arasında yer alan çelik, bu tartışmada politik görüş ayrılıklarının merkezinde yer alıyor. Üye devletlerin rekabet gücünü yeniden kazanma baskısıyla karşı karşıya olan AB, ArcelorMittal ve Thyssenkrupp gibi çelik devlerinin emisyonları azaltmak için Avrupa'daki tesislerine yaptığı milyarlarca Avro’luk yatırımları, daha kirli enerji kaynakları kullanan düşük maliyetli rakiplerin olumsuz etkilerinden korumak istiyor. Bazı Avrupalı üreticiler, SKDM’nin bölgenin ve firmaların rekabet gücünü azaltacak daha yüksek maliyetlere yol açabileceğinden endişe ediyor. Bunun yanı sıra, SKDM'nin ticaret akışlarını bozarak temiz enerji ile üretilen ürünlerin AB'ye gönderileceği, kömür enerjisiyle üretilenlerin ise daha esnek iklim yasalarına sahip gelişmekte olan ülkelere ihraç edileceği iki katmanlı bir sistemin ortaya çıkmasından endişe ediliyor. Bu açıdan bakıldığında SKDM,........
© Ekonomim
visit website