Dalga…
Bu yazının o konuyla alakası yok ama vallahi Covid bitmiş falan değil!
Nereden mi biliyorum? Bir sürü işin ortasında geçtiğimiz iki hafta boyunca genelde ayakta, biraz ekranda, bir kısım konferansta ancak illa yarım tur performansla, Covid geçirmişim de ondan. Hem de son modelinden: EG. 5 nâm-ı diğer Eris. Eris ismini antik Yunan’ın bir tanrıçasından alıyor. Meşguliyeti çekişme ve anlaşmazlık yaratmakmış kendilerinin. Bunun tersi işlerin sorumlusu da Harmonia. Uyum ve barışa da bu hazret bakıyormuş o vakitler.
Malum, bu mitler hep bizim buralar kaynaklı, Ege’den olma Anadolu’dan doğma… Herhalde o nedenle olsa gerek bu Eris mereti bir türlü düşmüyor yakamızdan. Toplumsal-siyasal hayat ve kültürümüz çekişme ve anlaşmazlıkla karakterize olmuş durumda. Özellikle de seçim dönemlerinde bu böyle…
Son iki buçuk seneyi “seçim döngüsü”nde, çekişmelerin ve anlaşmazlıkların, bir bakıma Eris’in, kucağında geçirdik. “Seçim döngüsü” dediğime bakmayın. Aslında ona “sandık döngüsü” demek lazım. Zira, referandumlar da bu tanımın içerisine sokulduğunda doğru tanımlama “sandık döngüsü” oluyor. İşin ruhu da bu biçimde anlaşılmayı gerektirir. Çünkü, bizdeki referandumlar İsviçre’deki gibi değil. Oralarda, misal 2012’de, vatandaşlara: “Yıllık ücretli izninizi dört haftadan altı haftaya çıkaralım mı” diye soruyorlar; millet de bunu reddediyor, iyi mi? 2008’de de turizm alanlarında İsviçre Hava Kuvvetlerinin eğitim uçuşlarını kısıtlayarak jet gürültüsünü kesmeyi teklif eden, açık ki milli ve yerli yanı eksik, bir önergeyi İsviçre halkı geri çevirmişti de İsviçre’nin milli güvenliğine zeval gelmemişti zahir… Şimdi 36 tane F-35A alacak olan İsviçre Hava Kuvvetleri bu sayede söz konusu uçaklarla serbestçe tatbikat yapacak. Fakat neticede, İsviçre halkı bu referandumlardan sonra hayatına normal biçimde devam ediyor. Bizdeyse referandumlar öyle mi?........
© Ekonomim
visit website