menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

ABD Seçimlerinde Dönemeç: Ne Beklemeli?

9 0
23.07.2024

Bu yıl demokrasi ve seçimler bakımından dünya tarihine geçecek. 2024 yılını tamamladığımızda, dünya nüfusunun yarısından fazlası siyasi tercihlerini ifade etmek için sandığa gitmiş olacak. Sene başladığında yüzden fazla ülkede yerel, genel, başkanlık veya Avrupa Parlamentosu seçimleri gibi bir vesileyle seçmenlerin sandık başına gideceği bekleniyordu. Bunların nüfus bakımından en büyüğü 1,2 milyar insanın yaşadığı Hindistan, en küçüğü ise sadece dört bin dört yüz insanın yaşadığı Montserrat (Karayipler’de küçücük bir İngiliz denizaşırı bölgesi) olarak göze çarpıyordu. Bunların dışında İngiltere’de ve, Avrupa Parlamentosu seçimlerinin yarattığı “siyasi araf”ın ardından, Fransa’da yapılan erken seçimler de bu listeye eklenince, tarihi anlamı olan bir sene yaşadığımıza şüphe yok.

Demokrasinin erdemlerine inanan herkes için elbette tüm bu seçimlerin hepsinin değeri yüksek. Her birinin yarattığı siyasi sonuçlar, farklı ölçeklerde de olsa, şu veya bu biçimde dünya politikasını ve dengelerini etkileyecek. Fakat, bunların içerisinde bir tanesi var ki neticesinin sadece yapıldığı ülkenin siyasi geleceğini değil, tüm bir uluslararası sistemin 21. yüzyılda evrileceği yönü tayin etmesi son derece olası: 5 Kasım 2024’de yapılacak olan ABD Başkanlık seçimleri.

Söz konusu seçimlerin bir önceki Başkan Donald Trump ve mevcut Başkan Joe Biden arasında geçmesi bekleniyordu. Her ne kadar başta Biden yarışı önde götürüyor gibiydiyse de Trump son iki aydır Biden lehine görünen farkı kapatarak öne geçmişti. Yine de Biden’ın yarışı bırakmaya pek niyeti yoktu. ABD Demokratik Partisi’nin ön seçimlerinde oy kullanan 16.610.102 delegenin % 87,09’unun oyunu almış ve 19-22 Ağustos tarihlerinde yapılacak Demokratik Parti Ulusal Kongresinde adaylığını neredeyse kesinleştirmişti. Ancak, bir önceki Cumartesi’den geçen Pazar’a uzanan sekiz gün içerisinde son derece dramatik olaylar yaşandı.

Önce, Thomas M. Crooks isimli 20 yaşındaki bir mühendislik öğrencisi Pennsylvania eyaletinin Butler şehrinde Trump’a suikast girişiminde bulundu. Trump’ın kurtuluşu onu destekleyen Cumhuriyetçi Parti seçmen sosyolojisinde beklendik karşılığını buldu; “Trump Tanrı’nın kutsal bir mucizesi sayesinde” kurtulmuş, beklenen aday olarak paketlendi ve sunuluyor. Kabul etmek gerekir ki Trump’ın korumalar tarafından sarmalanmış olduğu halde, kulağından yüzüne akan kanla, tek yumruğu meydan okur biçimde havada, arkasında gök ve ABD bayrağıyla çekilmiş fotoğrafı, tarihin en etkili kampanya posterlerinden birisine dönüşürken; Trump da artık seçimleri kazanmaya 2016’da kazandığı seçimlerde olduğundan da daha yakın hale geldi. Bu görüntünün Trump’ın kamuoyuna ve tarihe mâlolacak siyasi kimlik ve kişiliğini temsil bakımından şimdiden ikonik bir statü kazandığı söylenebilir. Bu görüntü şimdiden şu ana kadarki kariyerinde sahne ışıklarından pek de mahrum kalmamış olan Trump’ın zirvedeki “Warhol Onbeş Dakikası”, kariyerinin şâhikası.

Hemen ardından, Başkan Biden Pazar günü sosyal medya platformu “X”de yayınladığı bir mektupla adaylıktan çekildiğini açıkladı. Bu açıklama kimileri için geç........

© Ekonomim


Get it on Google Play