Yapışkan enflasyona direnç tükeniyor
Enflasyonun toplum üzerindeki birikimli yükü öyle dayanılmaz ölçülere vardı ki, siyasal ve sosyal gündemimizin maalesef hiç azalmayan karmaşası bile artık herkesin daha az umurunda. Gerçi TÜİK ‘e göre gelir dağılımında eşitsizlik artarak sürerken yoksulluk oranının düştüğü gibi şaşırtıcı bir durum var ama, bunun yöntem nedeniyle düşen kişi başı gelire endeksli göreli bir ölçüm olduğunu, gerçeği tam olarak yansıtmadığını biliyoruz. Bu aydan itibaren baz etkisi devreye gireceği için enflasyonda aşağı yönlü bir eğilim görülecek; ancak bunun yıl sonuna başlangıçta 6 olarak öngörülen, geçenlerde de 8 olarak güncellenen hedefi gerçekleştirecek şekilde devam etmesi, aylık enflasyonun Mayıs’ta %3, Eylül’de %2, Ekim’de %1.5 gibi sürekli bir azalış göstermesini gerektiriyor. Yaz aylarında döviz talebinde bir gevşeme olması muhtemel ise de, kısmen son aylarda zayıf rezervleri güçlendirmek için MB’nın yaptığı döviz alımlarının da etkisiyle bunun kurlarda bir düşüşe değil olsa olsa yükselişin durmasına yol açacağı, ancak Eylül’den itibaren dış kaynak girişi sağlanamaması ve bütçe açığının azaltılamaması halinde döviz fiyatının yönünü yeniden yukarıya çevirmesinin kaçınılmaz olacağı kanısındayız. Yıl sonu itibariyle @’ın altında bir enflasyonun gerçekleşmesi mümkün görünmediği gibi bunun oldukça üstünde bir oranın da ihtimal dışı olmadığını söyleyebiliriz.
Küçülmeyen cari açık, devam eden bütçe........© Ekonomim
visit website