Dış kaynakta ağırlık borçlanmaya kaydı
Demokratik yollardan seçilmiş yönetimi devirme kastıyla 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişimi ve ardından gelen diğer şok gelişmelerle yön arayışına giren Türkiye ekonomisine yönelik sermaye hareketleri henüz sağlıklı bir rotaya oturamadı.
Yıllar itibarıyla ülkeye sermaye girişleri artmakla birlikte, kaynak dağılımı radikal biçimde değişti. Dış kaynak temininde ağırlık doğrudan yatırım ve portföy yatırımlarından borçlanmaya kaydı.
15 Temmuz silahlı darbe girişimi bugün 8’inci yılını doldurdu. Kalkışmanın ekonomik alana etkileri hala tartışılırken, asıl bunun ardından, küresel ve ulusal ekonomide değişen dinamikler, bölgesel savaşlar, Türkiye’de gerçekleşen önemli siyasal değişimler, üç yıl kadar süren küresel pandemi ve geçen yıl şubat ayındaki büyük depremler gibi gelişmeler bu döneme damgasını vurdu. Türkiye ekonomisine ilişkin diğer göstergeler gibi dış kaynak girişlerinde de bu dönemde ciddi dalgalanmalar yaşandı. Anılan dönemde sermaye hareketlerine esas olarak küresel ekonomideki trendlerle birlikte Türkiye’de siyasal, sosyal ve ekonomik alandaki gelişmeler yön verdi.
Küresel yatırımcıların Türkiye’ye doğrudan yatırımlarında 15 Temmuz öncesinde zaten başlamış olan kan kaybı bu dönemde kronikleşirken, hisse senedi ve DİBS alımı yoluyla yaptıkları portföy yatırımlarında ise kur ve faiz paralelinde sert iniş çıkışlarla istikrarsız bir seyir yaşandı. Borçlanmaya dayalı kaynak girişlerinde ise özellikle son üç yılda rekor düzeyde büyüme gözlendi.
Toplamda sermaye girişleri yıllar itibarıyla artarken kaynakların payı önemli oranda değişti. 2015’te 6,3 milyar dolar olan üç alandaki yıllık net dış kaynak girişi, 2023’te 52,5 milyar dolara çıkarken, bunun 39,5 milyarı borçlanma yoluyla geldi. Sekiz yılın toplamında 172,2 milyar dolar olan üç alandaki net sermaye girişinin 98,4 milyarı borçlanma ile sağlandı. Bu dönemde verilen cari açığın yarıdan fazlası bununla finanse edildi.
Doğrudan yatırım kararları belli bir araştırma süreci ile çok önceden verildiği için, darbe girişiminin ilk yılında bu alanda olumsuz etki hemen hissedilmedi. 2016’nın ilk yarısında yabancıların toplam 5,8 milyar dolar olan doğrudan yatırımları, darbe girişimi şokunun devam ettiği yılın ikinci yarısında 8 milyar dolarla ilk yarıdakinden daha da yüksek tutarda gerçekleşti. İlk altı ayda önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25,2 düşen yatırım tutarı, ikinci altı ayda da yüzde 30,2 düşüş kaydetti. Buna göre darbe girişimi öncesinde zaten var olan genel düşüş eğilimi, sonrasında da devam etti. Böylece yılın tümünde doğrudan yabancı sermaye girişi 2015’e göre yüzde 28,2 düşüşle 13,8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.
Türk girişimcilerin yurt dışındaki doğrudan yatırımları ise ilk altı ayda yüzde 17,1 düşüşle 1,6 milyar, ikinci altı ayda yüzde 51,3 düşüşle 1,5 milyar ve yılın tümünde yüzde 38,4 düşüşle 3,1 milyar dolar oldu. Giden yatırım gelenden düşüldüğünde 2015 yılında 14,2 milyar dolar olan net doğrudan sermaye girişi, 2016’nın ilk altı ayında yüzde 27,8’lik düşüşle 4,2 milyar, ikinci yarıda yüzde 22,1’lik düşüşle 6,5 milyar ve 2016’nın tümünde yüzde 24,5 düşüşle 10,7 milyar 697 milyon dolara geriledi.
2015’te yabancıların mevcut portföylerinde 9,2 milyar dolarlık satış ve Türklerin yurt dışında 4,5 milyar dolarlık alımları ile portföy yatırımları cephesinde Türkiye’den toplam 13,9 milyar dolarlık bir sermaye çıkışı yaşanmıştı. Darbe girişimi öncesi 2016’nın ilk yarısında ise 2025’teki büyük hacimli çıkışların yerini yüklü girişler almıştı. İlk altı ayda yabancıların Türkiye’ye 9,2 milyar, Türklerin yurt dışına 274 milyon dolarlık portföy yatırımları ile bu alandaki net döviz girişi 8,9 milyar dolar olmuştu.
Ancak silahlı........
© Dünya
visit website