Başörtüsüne Anayasal Güvence
Başörtüsü düşmanlığına bir yenisi daha eklendi. Her gün yeni bir hadise, yeni bir olay. Yine başörtüsü sorunu...
Tüm dünya Gazze’ye, Refah’ta yaşanan acılara yoğunlaşmış, bu katliamların son bulması için çareler ararken bazı kimselerin tüm bu yaşananlardan ders çıkarması gerekirken, böylesi bir nefretle kinini kusması akıl alır gibi değil.
Yine çarşaflı ve başörtülü bayanlara yönelik sözlü ve fiili saldırı!
Bir kadın çarşaflı olduğu için saldırıya uğruyor, hem de hemcinsi tarafından!
Manevî ve ahlâkî çöküşün her geçen gün nasıl büyüdüğünü, insanları nasıl esir aldığını görüyoruz. Sosyal çözülme ve İslâmî kimliğin oluşmaması, en önemli etken.
Sosyal davranış ve toplum, toplum ve hukuk. Bunlar birbirleri ile ilişkilidir. Toplumlar ahlakiyat üzerine kurulur. Ahlâkî kurallar da evrenseldir ve herkes için geçerlidir.
Toplum içinde bu tür haklara riayet etmek mutlaktır. İnsan toplum içinde yaşayan bir varlıktır. Dolayısıyla sınırlarını bilmeli, sosyal davranış kurallarına uymalıdır.
Bugün kültürel açıdan Batıyı model alan kimselerin kendinden olmayan veya kendi gibi giyinip kendi gibi düşünmeyen kimselere tahammülü kalmadı.
Kin, nefret, taciz, düşmanlık...
Neden bu tahammülsüzlük? Neden bu........
© Doğruhaber
visit website