Batı’nın Vahşi Değerleri ve Biz
Batı uygarlığı hiç bir kutsal tanımayan materyalist bir uygarlıktır. Batı ahlâki, manevi değerlerin yerine maddi, ekonomik çıkarları, hayvani hazları koydu. İnsanın maddi ihtiyaçlarının karşılanması durumunda her sorununun çözüleceği, daha güzel bir dünyanın kurulacağı öngörüldü; ancak tasarlandığı gibi olmadı. Ekonomik büyüme beraberinde çok önemli sosyal, ahlâki sorunlar ortaya çıkardı. Adalet ve merhamet duyguları tükendi. İnsan insanın kurdu haline geldi.
Sanat, bilim ve hatta din, güç devşirmenin, çıkar sağlamanın aracı yapıldı.
Siyaset, toplumu idare etme sanatı olmaktan çıkarıldı, aldatmanın vasıtası haline getirildi. Makyavelist, pragmatist anlayışın egemen olduğu dünya siyasetinde dost ve düşmanın kim olduğunu kestirmek kolay olmuyor. Kuzu postuna girmiş kurtların hüküm sürdüğü bir alandır uluslararası siyaset. Bu sahada hak-hukuk, adalet, merhamet ve insanlık diye bir ölçüye rastlamak neredeyse imkansız. Bu medeniyetin insanlığa hediyesi olan ikiyüzlülük, siyasi ve ekonomik çıkarların ilahlaştırılması tek geçer akçe haline geldi. Siyasetteki bu çürüme ve kokuşmanın tarihçesi çok eskiye dayansa da genel kabul görüp yeryüzüne egemen olması Batı uygarlığının marifetiyle oldu.
Batı medeniyetinin adeta kutsadığı değerlerin başında güç gelir. Buna göre haklı olan, güçlü olandır. Güçlülerin zalimane karar ve icraatlarına ‘uluslararası camia' perdesi ile meşruiyet kazandırılmıştır. İşgal ve talanlara karşı durmanın adına ise ‘terörizm'........
© Doğruhaber
visit website