“Batı, tarihin en büyük günahıdır” (Roger Garaudy)
Aksa Tufanı hareketinden sonra gelişen olaylar öyle şeyler öğretti ki, bunların tahlil ve yorumu ciltlerle kitap tutar belki. Kimin ne menem şey olduğunu ortaya çıkaran bu mübarek mücadele ve direniş ne güzel bir öğretmen oldu, insanlığını kaybetmemiş herkese. Dünya siyasetinde çoğu defa dost ve düşmanın kim olduğunu kestirmek kolay olmuyor. Kuzu postuna girmiş kurtların hüküm sürdüğü bir alandır uluslararası ilişkiler. Bu alandaki ilişkilerde hak-hukuk, adalet, merhamet ve insani olan diye bir ölçüye rastlayamazsınız. Batı medeniyetinin insanlığa hediyesi olan ikiyüzlülük, siyasi ve ekonomik çıkarların ilahlaştırılması tek geçer akçedir. Siyasetteki bu çürüme ve kokuşmanın tarihçesi çok eskilere dayansa da genel kabul görüp yeryüzüne egemen olması, batı uygarlığının marifetiyle olmuştur.
Üstad Bediüzzaman hazretleri bu anlayışı Ankara’daki birinci mecliste gördüğünde meşhur “Eûzu billahi mine`ş-şeytani ve`s-siyaseti” demiş ve siyasetten çekildiğini ilan etmişti. Aslında üstadın tepkisi, bazılarının yanlış anladığı gibi siyasetin kendisine değil, onun kirletilip suiistimal edilmesine idi. Hain ve ikiyüzlü, şahsının ve partisinin menfaatini umumi menfaate tercih eden bir siyaset, güçlü olamayacağı gibi, memlekete bir hayrı da olamaz.
Saf, duyguları henüz kirlenmemiş temiz insanların “bu neden böyle, şu neden şöyle değil?” tarzındaki sorgulamaları, hakkın üstünlüğü davası sanki tarih olmuş. “Gururlanma padişahım senden büyük Allah var” söylemine bedel, “yaşasın padişahımız” anlayışı hüküm sürüyor.
Güçlülerin zalimane karar ve icraatlarına uluslararası camia perdesi ile meşruiyet kazandırılıyor. İşgal, katliam ve talanlara karşı durmanın adına “terörizm” namı........
© Doğruhaber
visit website