Dindar Nesil ve Kendini Akıllı Hissetme İhtiyacı
Dindar bir nesil yetiştirme arzusu, bir ara gündeme gelmiş ve tartışmalara neden olmuştu. Sistemin başındaki kişilerin sürdürdüğü (veya iktidar oldukları halde hala muktedir olamadıkları için, sürdürmek zorunda kaldıkları) bu sistem içinde, bu arzunun gerçekleşebilme olasılığı gerçekten var mı?
Dünya eski dünya değil. Köklü değişimler için binlerce yıl beklenmiyor artık. Aynı dünya; birkaç asırdır, Batı’dan esen soğuk bir kültürün hâkimiyeti altında titriyor. Bu kültür, ayetlerini uzun ve detaylı çalışmalar sonucunda yazmış ve kendini empoze etmenin yöntemlerini de belirlemiştir. Bu ayetler insanlığa, gömleği tersten giydirilmiş “bilim” ve vahşi yüzü boyalarla gizlenmiş simülatör bir hayatın yansıtıcısı yapılan “sanatla” beraber sunulmaktadır. Tekelleştirilmiş ekonomi ve müfredatı belirlenmiş eğitimin desteği altında, toplum yönetme bilimi (sosyoloji), bireylerin ruhlarının boşaltılma bilimi (psikoloji), nasıl düşüneceğini belirleme bilimi (felsefe), bugünün ve geleceğin üzerinde bina edileceği temel, kurgulanmış yalanlardan inşa edilmiş geçmiş bilimi (Tarih) ve hayata amaç çizen idealsizlik (zevk ve konfor arzusunu körükleyen “acıdan kaçınma, hazza yaklaşma” isteği) ile toplumların zihinleri tamamen sömürgeleştirilmiştir. Bu kurgu, yüzyıllarca........
© Doğruhaber
visit website