Nepotizm
1980'li yıllarda dolmuş yolculuğu yapanlar, burnu havada Magirus minibüslerini hatırlarlar. Kulakları sağır eden motor sesi, hiç bitmeyen sarsıntısı, ayakta yapılan yolculuğunuzu iki büklüm geçirmenize neden olacak şasesiyle ilk kez binecek yolcu için sahici bir travma sebebiydi. Yolcular için kâbus olan Magirus minibüsler, şoförler için ise birer efsaneydi. Ölümsüz motorları ve trafikte tüm araçlara yüksekten bakan şaseleriyle, saldırgan sürüş stili için tasarlanmış bir güç makinesiydiler. Magirus minibüsler bizim şehrimize, ölümcül İstanbul trafiğinden emekli olup, araç hurdalığına atıldıktan sonra getirildiler.
Makam durağında, daima en arka koltuğun pencere tarafına binip eve doğru yolculuğumu sürdürdüğüm bu minibüslerde, tam şelale yokuşuna geldiğimizde sol tarafta bulunan tarihi değirmenin yanındaki Horozcular kahvesinin önünden geçerken, iki horozun her zaman dövüştüğü, etrafındaki seyircilerin çılgınca tezahürat yaptığı sahneyi görünce, Magirus minibüslerini rakibine zıplayan Denizli horozuna benzetirdim.
Tüm minibüslerde o zamanlarda yeni çıkmış olan Aşık Mahsuni'nin 'Mamudo Kurban' kaseti........
© Doğruhaber
visit website